Podolski barış elçisi misali, Dünya üzerinde tanımadığı futbolcu neredeyse yok. Grosskreutz ise eski dostlarından. Aynı takımda oynamadılar belki ama Milli Takım'da birlikte büyük işler başardılar ve birbirine çok yakın bir ikili. Podolski'nin de Milli Takım'dan dönmesinin ardından dün ilk kez bir araya geldiler ve Podolski de selamı çaktı. Birlikte de önemli işler başarabileceklerini düşünüyorum, Galatasaray öncelikle iki mükemmel karaktere sahip oldu.
Bunu yazarken de aklıma şu geldi. Galatasaray geçmişine baktığımda iyi Alman futbolcular var, hatta ülke geneli için durum böyle. Teknik direktöründen, futbolcusuna kadar gelen çoğu Alman iz bırakmış ama çok fazla Alman futbolcu göremiyoruz, özellikle Galatasaray'ın geçmişine indiğimizde bu duruma bir anlam veremedim. Geçmiş yıllarda iyi Alman futbolcular edinmişiz ama çok fazla Alman isim de transfer etmedik, o pazarı sadece gurbetçi pazarı olarak gördük.
Belki de yabancı sınırındandı ama artık öyle bir engel de yok. Makul imkanlara çok değerli Alman futbolcular veya Alman pazarından başka isimler getirmek mümkün. Grosskreutz böyle bir isimdi, 1.5 milyon avro bonservis, 1.8 milyon avro yıllık ücretin böyle bir kariyer için çok düşük olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş aynı şekilde Beck'i aldı, zamanında Ernst geldi, geçmişe inersek Stumpf, Falko gibi isimler de var ama çok fazla isim yok. Mario Gomez ve Marin gibi isimlerin de geliş şartlarına bakarak makul olduğunu söyleyelim.
Bu pazarı sadece gurbetçi futbolcu avı olarak görmemek lazım. Alman olsun, taştan olsun lafı gerçekten doğru. En azından ortaya büyük bir mücadele koyuyorlar, bu bile çoğu yıldız ismin ortaya koyamadığı bir özellik. Galatasaray adına da Podolski ve Grosskreutz'un yeni bir başlangıç olmasını temenni ediyorum..