Rakip ölçü değil, bunu belirterek başlıyorum. Teknik direktörü henüz belli olmuş ama bu maça çıkamamış, transfer tahtası kapalı olan ve oynadığı ligde de sonuncu olan bir rakiple oynadık. Karşıyaka'nın mevcut kadrosunun daha üst sıralarda yer alması gerekiyor ama işler iyi gitmiyor ve bu yüzden Yusuf Şimşek'le ayağa kalmayı deneyecekler. Ama bu kupa maçlarının onlar için çok daha geri planda olduğunu belirtmek lazım.
Bizler ise Galatasaray'ın değişmesini bekliyoruz, bu değişim de gerçekleşecek transferlerden geçiyor. Takıma Donk katıldı ve Galatasaray orta sahasında defansif sorun o kadar barizdi ki Donk'un katkı yapmaması imkansızdı. İlerleyen dönemde mutlaka daha iyi olacak ama iyi bir başlangıç yaptı. Seken topları aldı, top kazandı, orta sahaya biraz daha agresiflik kazandırdı, onun defansif oyunu da Selçuk İnan'ı öne attı ama Donk'un en büyük artısı ön alanda hemen topu kapması ve kendini gol pozisyonunun içine sokması. Bugün attığı gol gibi. Donk'dan beklediğim katkıyı mutlaka alacağız.
Karşıyaka gibi bir rakip karşısında bile takımın bariz eksikleri ön plana çıkıyor. Donk'dan bahsettik, takımın sağ bek, forvet ve kanat oyuncusu ihtiyacını da yazalım. Tarık Çamdal'ın bir tane isabetli ortası yoktu, Yasin Öztekin kopuk ve fazlasıyla bencil bir görüntüdeydi (keşke Umut Bulut'un boş kaleye kaçırdığı pozisyonda da bencil kalsaydı), Umut Bulut ise kaçırdığı boş kale golüyle tüm maça damgasını vurdu. Herkes Donk'u falan unuttu, Umut Bulut'u konuşuyor, konuşmalıyız da. Boş kaleye kaçan çok gol gördüm ama boş kaleye topu sürüp, kalenin hemen dibinden topu auta atanını ilk kez görüyorum.
Denayer'in dönüşü olumlu, stoper kalitesini yükseltecektir. Sol bekte Carole'nin başlamasını bekliyordum ki savunmanın yükselmesi için bu gerekliydi ama Olcan Adın'ı izledik. Olcan Adın kötü diye söylemiyorum, görüntüsü iyi ama savunmanın yükselmesi Carole'nin formayı kapmasından geçiyor. Aslında Carole sol bek, Olcan Adın onun önünde denenebilirdi maa Mustafa Denizli şu ana kadar çok düşünmedi bunu, bir tek Kastamonuspor karşısında bir bölümde izledik.
Bilal Kısa ise önemli bir adam, Sneijder'e de alternatif olabilecek tek isim. Bugün de farkını ortaya koydu ki hocanın diğer hatası da uzun bir dönem Bilal Kısa'yı düşünmemek olmuştu. O da sahada olunca, Donk, Selçuk İnan ve Bilal Kısa üçlüsüyle defansif anlamda da rahat oluyorsunuz ve tüm maç Galatasaray baskısıyla geçti, sürekli gol aradık ama Galatasaray'ın sorunu hücum yapmak değil, organize olamamak. Organize olabilmenin de yolu iyi bir forvete sahip olmaktan geçiyor. Bitirmesini bir kenara bıraktım, duvar olacak, servis hazırlayacak bir ismin yokluğunda hücum organizasyonu çok zor.
Sinan Gümüş'in de iyi çalışınca ve daha da önemlisi forma giymeye başladıkça yükseldiğini görüyoruz. Kayserispor maçında oyuna sonradan girip, isyan eden ve kötü Galatasaray'ı hücuma taşıyan isimdi. O görüntü Karşıyaka karşısında da devam etti, 1 gol 1 asist yaptı ve şunu tekrar yazmak lazım. Yasin Öztekin haftalardır felaket oynarken neden Sinan Gümüş'ü izlemedik. Biraz da kötü oynamak onun hakkıydı.
Kısacası, ölçü olmayan bir rakip ama galibiyet güzel, futbol kısmen iyi, Donk'un etkisi bariz, takımın transfere ihtiyaç duyduğu noktalar daha da bariz ama Umut Bulut'un imzasıyla biten bir 90 dakika. Bilal Kısa'nın golünü sabaha kadar konuşmak isterdim ama Umut Bulut'un kaçırdığı golü belki de yıllarca unutmayacağız..