Yerli teknik direktör ihtimalini düşük görüyorum ve yerli teknik direktöre de doyduğumuzu düşünenlerdenim. En azından bu dönem için yabancı teknik direktör ideal ama Galatasaray'la bahsi geçen teknik adamları konuşmaya devam ediyoruz. Egemen Yıldırım bizler için Abdullah Avcı'yı yazdı..
Aykut Kocaman'la birlikte ülke sınırları içerisinde tuttuğum iki yerli teknik direktörden biri. Abdullah Avcı çok uzun yıllardır Başakşehir'in başında ve her anlamda kendi takımı, iyi de bir sistem hocası ki çok başarılı. Senin için Abdullah Avcı ne ifade eder?
Egemen Yıldırım: Türkiye'de sistem hocası olmak çok zor, hatta imkansıza yakın. En alttan en üste kadar, hem yerel hem de ulusal bazda kazanılan başarıların çoğu -Galatasaray'ın 1996-2000 dönemi hariç- düzensizliğin içerisinden düzen yaratılmasıyla gerçekleşti. Böyle bir futbol ortamında Abdullah Avcı'nın çabası, şahsım nezdinde değerinden daha az ilgi görüyor.
İBB olarak başlayıp Başakşehir ile devam eden serüveninde Abdullah Avcı, ligin en istikrarlı teknik adamı. Bunu rakamlarla da rahatlıkla görebiliriz. Bence Abdullah hoca diğer meslektaşlarıyla olan farkını ise futbola sadece sonuç odaklı bakmamasıyla yaratıyor. Çünkü sistem oluşturabilmek için komple düşünmek ve bunu doğru bir şekilde yönetmek gerekir.
Futbol Extra dergisi için kendisiyle röportaj yaptığımda bunun önemini yaptığı çalışmaları anlatarak gösterdi. Örneğin kurmak istediği ve çalışmalarına başladığı 'Başakşehir Futbol Akademisi' projesi bile Türkiye'de bir teknik adamın ya da yönetimin bırakın hayata geçirmeyi, düşünemeyeceği bir proje. Birçok futbol otoritesi ya da futbolsever tarafından Türk futbolunun en büyük eksiğinin eğitim olduğunu söylemesi nedeniyle eleştirilen Avcı'nın tespiti son derece doğru yaptığını düşünüyorum. Sorunların panzehirini tam anlamıyla devreye sokabildi mi? Hayır. Çünkü kısa ve orta vadede halledilemeyecek kadar kötü durumda Türk futbolu. Ancak Abdullah hoca bunu uzun vadeli düşündüğü için basamakları tek tek çıkmaya çalışıyor. Kulübüyle olan uyumu ile de bunu gerçekleştirebileceğini düşünüyorum.
Başakşehir'de yarattığı sistemi Galatasaray'da yaratabilir mi, sence bu hamle başarılı mı olurdu yoksa boşa bir çaba mı?
Egemen Yıldırım: Bu sorunun cevabını soruyla vermek istiyorum. Kaostan beslenmeyi gelenek haline getiren, Fatih Terim, Frank Rijkaard, Roberto Mancini gibi üst düzey teknik adamlara sistem kuracak sabrı ve futbol aklını gösteremeyen Galatasaray Abdullah Avcı'ya sabredebilir mi? Şahsi cevabım, ilk yapacağı hatada bir kaşık suda boğulacağı. Okurlarımızın cevabının da benimle paralel olacağına inanıyorum. Başarılı olur mu kısmına gelirsek, az önce sorduğum sorudaki durumların tam tersi olursa muhtemelen Abdullah Avcı da başarılı olur.
Milli Takım'da baskıyı kaldıramadığını gördük, Galatasaray'da da aynı tehlike kendisini bekler gibi. Ama ben Başakşehir'den de ayrılacağını düşünmüyorum. Hem baskı için ne söylersin ve tanıdığın kadarıyla, teklif gelmesi durumunda bu topa girer mi?
Egemen Yıldırım: Geçtiğimiz günlerde NTVSpor'da katıldığı bir programda bu tarz bir soru soruldu hocaya. Verdiği cevap şu oldu: "Türkiye'de antrenörlük mesleği çok yıprandı. Ben ya da benim gibi düşünen meslektaşlarımdan biri 3 büyüklere adım attığında çok büyük yıpranmalar başlıyor. Ben eşimle, çocuğumla, arkadaşımla sokakta dolaşan bir insanım. İnsanların bana bakış açısının değişmesini istemiyorum. Bugün herkesten çok saygı görüyorum. Benim için önemli olan bu. Ama olursa da buna hazırlıklıyım."
Ben Abdullah hocanın kendi sistemini kuramayacağı, sabredilmeyeceği ve işine karışılmayacağı bir ortamda çalışacağına inanmıyorum. Onu ikna etmek için çok ciddi güvencelerin ve sağlıklı çalışma ortamının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda da söylediğim gibi hoca futbola sadece sonuç bazlı bakan biri değil. 3 büyükler ve özellikle Galatasaray tam bir kurtlar sofrası, başarının hemen gelmesinin zaruri olduğu bir camia. Bunları bir araya getirince hocanın Galatasaray'da çalışma ihtimalini zayıf görüyorum.