Bayern Münih'e 10 sayıyla kaybettik, özellikle de son 1 dakikaya kadar skor farkı bizim kontrolümüz altında giderken bir anda 10 oldu. 99 sayı yemek bir yana, deplasmanlardaki meşhur savunma sorunu, hakemler, rakibin çok çılgın atması ve bazı isimlerin kötü oyununu ekleyince kaybetmek kaçınılmaz ama inanıyorum, Abdi İpekçi'de biz bu turu geçeriz. Mesele de bu değil zaten, Sinan Güler için üzülüyorum.
Son zamanlarda formsuz olduğu doğrudur, eleştiriyoruz da bu konuda. Ama bugünü eleştiriyoruz, yarın daha iyi olacağını bilerek ve dünü asla unutmadan. Sinan Güler'in Galatasaray üzerinde emeği büyüktür, bunu kimse inkar edemez. Geçen sezonu hatırlayın, tribün çocuklarının 56 yaşında büyük bir şovla geldiği Galatasaray'da, çıkan maddi sorunda ilk olarak "para" dediklerini görürken, Sinan Güler'den bu isyanı kim duydu? Ya da bu adam değil miydi geçen sezon tek bacağıyla ve patlayan alnına rağmen Fenerbahçe karşısında efsane oynayan, maçı kazandıran?
Kötü oynayabilir, herkesin formsuz dönemi, hatta sezonları olur ama mücadeleden asla kaçmaz, elinden gelenin en iyisini yapar. Bugün kaybedebiliriz ama yarın yine Sinan Güler'le kazanırız. Futbol takımına bakıp, bazı isimlerin hatalarını kabul etmediği, ilk tepkide onlar Galatasaraylı değil diyebildikleri ve sorumluluktan kaçtığı yerde Sinan Güler çıkar ve der ki "hata benim".
Eleştiri ayrı nokta, hakaret niye, üstelik böyle bir sporcuya. Galatasaray'ın örnek, hatta arttırıyorum tarihe geçen kaptanlarından, liderlerinden biri. Örnek alınması gereken çok özelliği var, ders olarak sporcularımıza okutulması gereken. Kaptanı küstürmeyelim, dünü asla unutmayalım ve her şeyin de bitmediğini akıllara getirelim. Kazanacaksak, şampiyon olacaksak yine Sinan Güler'le olacağız, onun liderliği altında. Belki formsuz, belki iyi durumda değil ama takım iyi olacaksa yine onun takımı kucaklaması, kenardan ateşlemesi sayesinde olacaktır.
Böyle bir kaptana sahip olduğumuz için ben gurur duyuyorum, öyle zaman oluyor ki bu adamı eleştirmek bile haddimiz değil gibime geliyor..