Benim gördüğüm en büyük futbol olayı bu, kıstas alabileceğim, kıyaslayabileceğim daha büyük bir olay yok. Leicester tarifsiz bir iş yaptı. Örneği olmayan, başka bir başarıyı kıstas alamayacağım bir durum.
Günümüzün endüstriyel futbolu, bazı takımları yakalamak, onlara karşı sürpriz yaratmanın imkansız olduğu yıllar. Sürpriz çıtası da bu şampiyonlukla birlikte ulaşılamaz bir seviyede, bir daha ki büyük sürpriz ne olur, bu başarının ne kadar yakınına yaklaşabilir bilmiyorum. Bu anı izleyenler çok büyük bir tarihe tanıklık etti.
Bu şampiyonluğun üzerine öyle hikayeler yazılacak ki, öyle kahramanlar çıkardı ki. Biri de Kasper Schmeichel. Babası Peter Schmeichel, 90ların belki de en büyük kalecisi, futbol tarihini yazan adamlardan. Böyle bir babanın oğlu olmak, aynı işi yapmak zor. Sürekli gölgesinde kalacaksınız, onunla hatırlanacaksınız ama Kasper'in gölgesinde kalacağı bir kariyeri dahi olmadı. Taa ki bu sezona, 29 yaşına kadar.
Şimdi bu çocuğun da kendi hikayesi var, babasının gölgesinde kalmayacağı. Öyle bir başarı ki gerçekten akıl almaz bir olay, tarifsiz bir sürpriz. 750 bin avro'ya gelen Mahrez'i, Vardy'si, Kante'si, ne bileyim. Anlatılacak çok hikaye var.
Bizi ilgilendiren kısım ise Selçuk İnan'dan kaynaklı. Sezon başında Selçuk İnan'ı istemişlerdi ama hem Galatasaray hem de Selçuk İnan teklife soğuktu. Leicester City'nin konumundan kaynaklı tabii, kim nereden tahmin edebilirdi ki?