Yine bir Selçuk İnan yazısı. Yazmaya da mecbur hissediyorum kendimi, benim içime sinmeyen durumlar var. Selçuk İnan kadar egosuz, sadece işine bakan bir kişi olmadığımdan kaynaklı bu.
Selçuk İnan'a sorsak, ben işime bakıyorum der, diyecektir, aksini söylemesi söz konusu olmaz. Ama bazen onun da insan olduğunu düşünüyorum.
Sneijder ve Drogba transferleri sonrasında en son aklıma gelecek şey, duran top konusunda yaşanacaklar olacaktı. Sneijder de Drogba da bu konuda Dünya ayarında isimler, tartışmayız bile. Ayrıca Drogba'nın da baskın karakter olduğunu, bu özelliğinin de onu özel kılan unsurların başında geldiğini biliyoruz. Bu da kötü bir durum değil, Drogba'yı Drogba yapan olaydır.
Ama Galatasaray'ın Selçuk İnan liderliğinde ilerleyen bir takım olduğunu düşünüyorum. 1.5 sezonda geldiği konum ortada, çok fazla futbolcunun yapamadığını o çok kısa sürede yaptı. Taraftara o güven duygusunu aşılamak büyük olay ve Selçuk İnan da bunu başaranlardan.
Bu yüzden de kırılma anında söz sahibi olması gereken bir numaralı isim Selçun İnan'dır. Öyleydi de aslında ama son maçlarda bunun böyle olmadığını görüyoruz.
Şu mantığa karşıyım; ''Drogba geldiyse, o kullanır''. Pirlo gibi bir isim gelse veya benim gördüğüm en büyük frikikçi olan Juninho şu an formamızı giyiyor olsa durum yine değişmez. Eskişehirspor maçının sonunda o frikiği kullanan Selçuk İnan olmalıydı, aynı şekilde Eskişehirspor maçında da penaltıyı o atmalıydı.
Aksi durum, Selçuk İnan'ı yıpratacaktır, o her ne kadar bu tip şeyleri kafaya takmayan bir isim olsa bile. Ben üzülüyorum bu duruma, belki de bazılarınız abartıyorsun diyecek ama benim görüşüm bu yönde.
Şunu da ekleyeyim. Orta sahayı daha kalabalık tuttuğumuzda ve mücadele gücünü yükselttiğimizde Selçuk İnan'ın neler yapabileceğini Gençlerbirliği karşısında gördük. Jenerik olacak birçok pası var, o hücumda daha aktif olduğunda Galatasaray da futboluyla bir o kadar verimli. Bunu da unutmamak ve Selçuk İnan'ı yeniden ön libero günlerine döndürmemek gerekiyor.