Kosova maçı üzerine büyük çıkarımlar yapmak imkansız, kazanılması gereken bir maçtı ve kazanıldı. İyi bir futboldan bahsetmem imkansız, ilk yarıyı az kalsın geride bitiyorduk az kalsın. Herhangi bir sistem, plan var da diyemem, Galatasaray'da da aynı konudan çok bahsediyorum, bireysel çabalara kalmış bir hücum vardı. O da Arda Turan'a odaklandı ama Barcelona'da ki Arda Turan ile bu Arda Turan farklı, seri ve çabuk değildi. Orta saha hattın da Oğuzhan Özyakup ve Selçuk İnan gibi iki formsuz isimden oluştuğunda da herhangi bir hücum kalitesinden bahsetmek imkansız. Baskı kuramadık, rakibi boğamadık ve görüntü kötüydü. Yunus Mallı için çıkarım yapalım ama, bu adam çok daha öncesinden hak ediyordu bunları. Fatih Terim'in şu açıklamasına takıldım "Yunus Mallı'nın da ne yapabileceğini gördük" dedi, oysa kalitesi bilinen bir isim ki herkesin gözü önünde olan bir isim değil mi? Onun dahil olduğu Türkiye'nin de baskı kurabildiğini gördük, dikine oynaması da rakibin tüm savunma dengesini bozdu ve 2 golde de bu anlamda katkısı var ama ilk goldeki asisti tam anlamıyla onun kalitesini belli eder. 2-0 sonrası da rahattı, Türkiye de çok fazla zorlamadı, ısrar etmedi ve bu anlamda rahat bir galibiyet elde edildi. Ama Kosova yerine x bir rakibe karşı daha başka şeyler konuşulabilirdi. Saha içi anlamında konuşulacak çok şey yok, maalesef her Milli Takım döneminde olduğu gibi saha dışı konulara odaklıyız. Konuşulması da doğal, mantıklı olaylar yaşamıyoruz çünkü..
↧