Manchester United deplasmanı da böyleydi. Kafa kafaya oynadık ama bir noktada seviye farkı ortaya çıktı. Hakem de izin vermeyince, sonuç bu oluyor. Yenilirsiniz, fark yersiniz ama kazanabilirsiniz de. Denemekten korkmamak lazım. Galatasaray da bunu denedi. Rakibe göre kurgulanmadı, kendi futbolunu oynamak istedi ve 3-0'lık mağlubiyet, tur adına giden ümitler var.
Beklediğimi aldım ben aslında. Futbol olarak geri durmadık, rakip kadar pozisyon yakaladık ama bulduğunu atacaksın, bu maçların kuralı bu. Real Madrid atıyor, Galatasaray ise harcadı. Bu da kalite farkını ortaya çıkarıyor. Galatasaray'ın da kaliteli hücum ayakları var ama bu seviyede Real Madrid gibi takımların ayağı yere çok daha sağlam basıyor.
Savunma farkı da ön planda tabii. Dany muhteşem bir maç oynadı mesela, hakkının çok fazla yendiğini de düşündüğüm isimlerdendir. Bu tip maçlarda hep fark yaratıyor. Aynı etki Semih Kaya'dan gelmedi, hataları oldu. Kanat savunması da iyi durumda değildi derken yapılmaması gereken bireysel hatalar geldi.
Bu yüzden de, Sneijder'i oyundan alıp Gökhan Zan'ı oyuna alarak 3-5-2'e döndü Fatih Terim. Başta şaşırırsınız böyle bir hamleye ama maç içerisinde ne kadar doğru olduğunu gördük. İlk yarıda Sneijder'in ne hücumda ne de savunmada etkisi yoktu. 2-0'da gerideydik skor olarak ve bekleri öne çıkarıp, biraz daha hücum etkisi ararken, savunmada da daha sağlam durmayı hedefleri ve başardı da aslında.
Drogba ve Burak Yılmaz'ı çok fazla savunmanın kucağında bıraktık aslında. Kanatlarda zaten risk alamadık ilk yarıda, hücuma çıkışlar fazla olmadı Di Maria ve Cristiano Ronaldo etkisi yüzünden. Sneijder'den de beklenen etki gelmeyince, organize olamadı Galatasaray. İş bir ara Drogba'ya topu ver, takımı onun kaderine bırak durumuna da döndü, Drogba'nın Galatasaray'da oynadığı ilk maçlar gibi ama buna rağmen yakalanan pozisyonlar da var.
Xabi Alonso'yu kitleyip, Real Madrid'i bireysel yeteneklerin insafına bırakmak diğer bir hamleydi. Xabi Alonso konusunda iyi çalışmış Galatasaray, bunu başardı belki ama Mesut Özil çok serbest oynadı. Melo'nun adamıydı Mesut Özil ama özellikle ilk yarıda çok serbest oynadı, rahattı ve ilk golde de etkisini gördük. Mesut Özil, Di Maria bu anlamda etkiliydiler ama Galatasaray savunmasının yaptığı iyi bir iş varsa, arkaya çok iyi koştu. Dany'nın hakkını verelim özellikle.
Varane ve Ramos, Dünya'nın en iyi ikililerinden. Galatasaray bireysel hatalarla rakibe imkan tanıyorken, Real Madrid tanımıyor. Hücumda olduğu gibi, savunmada da bir seviyeleri var. Hatta Varane için, Dünya'nın en formda stoperi desek yanlış olmaz.
Galatasaray denedi, risk de aldı, istedi, kafa kafaya oynadı, imkanlar da yakaladı ama kalite farkı. Ayrıca hakem faktörü. Manchester United deplasmanında da bunu yaşadık.
Yapacak birşey yok bu yüzden. Geldiğimiz nokta çok büyük bir başarı. Şampiyonlar Ligi grup kuralarını çekerken gruptan çıkmayı başarı sayıyorken, çeyrek final oynamayı başardık. Önemli olan nokta, bundan sonra ne olacağı.
İstikrar yakalanmak zorunda. 10 senede bir bu seviyeye gelmemeli, süreklilik kazanmak lazım ve bunu da yapabileceğini gösterdi Galatasaray. O potansiyel, kalite var. Yapılması gereken 2-3 kritik hamle var ve bu yaz dönemi oldukça önemli olacak.
Real Madrid karşısında eksikleri de gördük çünkü...