Hayal kırıklıklarını anmadan olmaz, nostalji adına belki de en sevdiğim konu. Hayal kırıklığı 5'lisini sordum, bu sefer kapsamı biraz daha açarak. Teknik direktör, sakatlıktan dolayı oynayamamış futbolcu gibi konular da dahil buna. Yine yoğun bir ilgi oldu, herkese teşekkür ederim. En çok oy alan 5 ismi paylaşıyorum, ucu açık olduğu için çok isim var.
Zvjezdan Misimović / 2010 - 2011
Hep düşünüyorum, o sezon takımda kalmış olsaydı ve ertesi sezon Fatih Terim'in eline geçmiş olsaydı diye. Bu düşünceye de şu yüzden kapıldım, Hagi'nin ilk maçı Fenerbahçe deplasmanıydı ve sol çizgide Misimovic iyi işler yapmıştı. Beklenti elbette yüksekti ama Hagi'yle uyuşmadılar ve maalesef ki ilk icraatı onu kadro dışı bırakmak oldu. Ligin devre arasında da Rusya yolunu tuttu ve bir dönemin Bundesliga'yı sallayan Misimovic'inden geriye bir şey kalmadı. Hayal kırıklığı ondan kaynaklı değil belki ama Misimovic'i düşündükçe üzüntüm büyük.
Frank De Boer / 2003 - 2004
Benim bir numaram kendisiydi, yaşadığım hayal kırıklığının tarifi yok çünkü. Frank De Boer'i düşününce aklımda kalan tek bir iyi performans var, Beşiktaş deplasmanı. Yarım sezon kaldı ve çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Yeni Popescu arayışlarının en iddialı ismiydi ama maalesef Galatasaray'a gelen Frank De Boer'i futbol bırakmıştı. Ujfalusi'den aldığımız katkı ve Frank De Boer'den alamadıklarımız. Bülent Korkmaz'la da uyumlu bir ikili olmadılar, yaş ortalamaları 34-35 arasıydı. Belki de ondandır, bilemiyorum. Bülent Korkmaz adına da felaket bir sezondu.
Tobias Linderoth / 2007 - 2010
Sakatlık kurbanı ama sakatlıkta değil aslında. Kalçasında bir kemik büyümesiyle başlayan süreç, devamında gittiği Euro 2008 ve orada sakatlanması. Devamında da gelen sakatlık süreçleri. Galatasaray kariyeri iyi başlamıştı aslında, kısa oynadı ama hala akılda kalan, öz bir katkıydı. Beklenti yüksekti, o beklenti sayesinde 2.5 sezon Galatasaray'da kalmayı başardı ama oynayamadı işte. İstikrarlı bir şekilde devam etse emin olun ki yıllar sonra bile unutamayacağımız bir isimdi, şimdi ise hayal kırıklığı konusunda yer veriyoruz.
Frank Rijkaard / 2009 - 2010
Beklenti denildiğinde durmak lazım, Rijkaard'ı konuşuyoruz çünkü. Blog açıktı onun geldiği zamanlar, yazdıklarımı hatırlıyorum. Geleceğe dönük öyle hayaller kurdum ki, gerçekten çok çılgın bir işti. Günümüzün Barcelona hanedanlığının temelini atan isim, Galatasaray'da da bunu hayal ettik ama olmadı haliyle. Ülkenin şartları başka, Galatasaray yönetiminin iş bilmezliği çok başka. 4-3-3 dediğimizde orta saha denir, o dönemin orta sahasını da saymayayım bile. Rijkaard'dan başarı bekledik işte, olmadı. Hayal kırıklığı onunla alakalı değil bence ama Rijkaard'ın da Galatasaray sonrası yok maalesef, o da bize uğradıktan sonra kaybolan isimlerden.
Elano Blumer / 2009 - 2010
Rijkaard döneminin transferi, orta sahada fark yaratmasını beklediğimiz bir isim. Onda da sıkıntı şu oldu, City'de çok fazla şans bulamıyordu ve Dünya Kupası'nda da oynayabilmesi adına oynayabileceği bir takıma gitmeliydi. Podolski & Galatasaray durumu misali, Dunga da Elano'yu bir anlamda Galatasaray'a yönlendirdi. 2010 Dünya Kupası öncesi oynadığı o sezon da Elano adına aktif dinlenmedir, kendisini zorladığını, kastığını çok düşünmüyorum. Dünya Kupası'nda sakatlanana kadar müthiş bir performansı vardı, iyi paraya satarız diye hayal kuruyorduk ama sakatlığı oldu. Döndü, Hagi dönemi biraz daha iyiydi ama ayrıldı işte, yürümedi. Galatasaray'dan sonrası iyi ama, ülkesinde hatrı sayılır bir kariyer sahibi oldu.