Kerim Frei transferinden yola çıktım aslında, doğru transfer yaptığınızda ne olursa olsun zarar etmemek üzerine. Düşününce de böyle isimler var ama biz daha çok zarar noktasındayız. Galatasaray için yazıyorum tabii, daha önce hayal kırıklıklarına girmiştik. Onlar arasında doğru transferler de var, ne kadar Galatasaray formasıyla hayal kırıklığı bir dönem yaşamış olsalar bile giderken zarar ettirmeyen. Bu tarz transferleri daha çok yapmamız dileğiyle diyelim ve olay yaşta da değil. Meselenin özü doğru transfer.
Lorik Cana
Beni heyecanlandıran bir hamleydi. Beğendiğim bir futbolcu olmasının yanında, tarz noktasında çok sevdiğim isimlerden biriydi. Sert, agresif, lider bir profil. Galatasaray'a da katacağı çok şeyler olacak diye düşünüyordum ama o kötü sezon içerisinde kayboldu. Ertesi sezon ise Lazio'nun ona ilgisi, bizim de Muslera'yı transfer etmek istememizle birlikte böyle bir takas doğru. Muslera'nın Uruguay'daki kulübüne önemli bir miktar bonservis verildi ama Lazio kendi hakları adına Cana'yı kabul etmedi, onlara ödenen bir miktar yok. Muslera'nın geldiği noktayı da düşününce Lorik Cana'dan zarar ettiğimizi söylemek imkansız.
Alex Telles
Telles'in de Galatasaray'da beklentileri tam anlamıyla karşıladığını söylemek güç. Büyük bir potansiyel olarak geldi, iddialı ve beklenen bir sol bek hamlesiydi. Hücumcu bir sol bek olarak geldi, Hamza Hamzaoğlu döneminde savunmaya evrildi derken beklediğimizi tam olarak alamadık. Kötü bir performansı olmadı ama harikalar da yaratmadı. Inter'e kiralanmasını Mancini kaynaklı desek, Porto'ya transferi ise kesinlikle potansiyeli ve kalitesiyle alakalı. Telles'den zarar etmek imkansızdı ve etmedik ama beklediğimiz kazancı da sağlayabildik diyemeyiz. Bu 5li içerisinde mutlaka olması gerekiyordu, doğru transferin tanımı olduğu için.
Fernando Meira
İddialı hamlelerden biri daha, yeni Popescu arayışlarının en iyi ayaklarından biri. Kaliteli bir stoper, transferi de fazlasıyla beklenti yaratmıştı ama Galatasaray'da kaldığı yarım sezonda iyi iş çıkardı diyemem. Hatta hayal kırıklığına yakın bir performansı vardı ama Galatasaray'da kalması durumunda ayağa kalkabilirdi, kalitesini gösterebilirdi. Peşin hüküm vermek istemem, beklemek lazımdı ama yönetim paniğe kapıldı ve Zenit'e satıldı. Zarar yok, hatta 1.5 milyon avro'luk kazanç bile var. Doğru transfer işte, hayal kırıklığı yaratan futbolcudan 6 ay içerisinde kazanç sağlayabiliyorsunuz. Genç bir isim de değil üstelik.
Jose Rodriguez
Etiket önemli, Jose Rodriguez'in Real Madrid etiketi daha ona çok kapı açacak. Galatasaray'a transferi başarılı bir işti, bonservis vermedik ama sonraki satışından pay karşılığında bu hamleyi yaptık. Alışık olmadığımız, akılcı bir transfer. Potansiyelli de bir isimdi ama olmadı, Galatasaray dönemi onun adına hayal kırıklığı. Buna rağmen etiket para etti işte, 2 milyon avro'luk bir bonservis karşılığı Mainz yolunu tuttu ve kazanç sağlandı. Doğru transfer adına bir tanım daha, bu tarz hamleleri yapmak gerekir, bazı önemli takımların altyapılarına daha çok bakmalıyız. Bu etiketler en kötü anda bile kapıyı açıyor.
Kevin Grosskreutz
Galatasaray tarihinin en büyük skandallarından biri, o konuya hiç girmeyelim. Heyecanlandığım transferlerden biriydi, Grosskreutz bu takımda çok büyük açıkları kapatabilirdi ama kullanamadık işte. Buna rağmen ortada bir zarar yok, bonservis anlamında tabii. Kariyer böyle bir şey, 6 ay oynayamayan futbolcuyu bir şekilde pazarlıyor ve zarar etmemeyi başarıyorsunuz. Grosskreutz gibi transferler de önemli, düşmeye başlamış, 28-29lu yaşlara gelmiş bu isimleri ayağa kaldırabilirsiniz, en kötü ihtimalle bonservisi çıkarıyorsunuz zaten..