Bu ruhsuz, isyan etmeyen futbolcularla, maç bitmemiş olmasına rağmen uykuya dalan tribündeki taraftarla daha iyisi olmaz. Bu günah ise yönetimindir, Galatasaray'daki mesele Tudor'luk bir olay değil yani. Bugün Tudor değil, şu tabloda Conte olsa da bir şey değişmeyecek. Beşiktaş maçı özeline gelirsek, bu maçta Tudor elinden geleni yapmıştır.
Tudor'la birlikte Galatasaray'ın büyük maçları kazanma ihtimali doğdu demiştim, bunun da hala arkasındayım. Riekerink dönemine bakıyorum, bu sezon özelinde. Beşiktaş maçının ilk yarısını ayırırız ama onun da ikinci yarısında Riekerink'in hediyesi var. Onun dışında hangi büyük maçta iyi oynadık veya kazandık. Galatasaray'ın yürümeyen bir düzeni vardı, Tudor'la bunu değiştirme ihtimali doğdu ama bu kadar kısa sürede yapabileceğinin en iyisi bu bence.
10 günde bam bam oynayan bir takım yaratmanız imkansız, özellikle de bu malzemeyle. Tudor'un planı öncelikle rakibi durdurmak yönündeydi ki doğru bir plan bu. Benim de hayalim elbette böyle maçlarda bam bam oynayan, rakibini boğan bir Galatasaray ama bu yolda sabır gerekiyor. Tudor günü kurtaracak bir teknik direktör değil, bir felsefe / sistem hocası, en azından bu yola inanmış bir isim. Beşiktaş karşısında da bir sürpriz yarattı işte, maça çalışmış, istediğini de elinde olan malzeme dahilinde kısmen yaptı.
Rakibi durdurmak, oyunu kilitlemek birinci öncelikti, bunu da başardı Tudor. Galatasaray iyi savundu bugün, Beşiktaş'a karşı savunma planı kusursuza yakındı. Kontra planı vardı ama, uygulanamayan bu işte. Bruma ve Yasin Öztekin'i etkin kılamadık, oysa Adriano, Gökhan Gönül veya Atınç Nukan gibi isimler üzerinde bu hızlı çıkışlar büyük etki yaratırdı ki verilmeyen penaltı işte, bu tarzda bir hücum. Selçuk İnan / De Jong'la olmadı, o topları atamadılar, Sneijder ise sorumluluktan uzaktaydı. Bu durumda da nasıl bir hücum planınız olabilir ki, ya da bu nasıl uygulanabilir?
İlk yarıda saydım, rakip ceza sahası içine 3 kez kanattan girdik ve o top ceza sahası içine çevrildi. Ceza sahası içinde kaç futbolcumuz vardı, 0. Riekerink'in düzeninde sahte 9 Podolski'nin tutar bir yanı vardı ama Tudor'un düzeninde bu tutmaz. Buna rağmen Podolski'nin girdiği pozisyonlar var, özellikle 82. dakikada kaçırdığı. Orada maç 1-1'e gelse her şey olur ve Podolski'nin yaşam amacı bitiricilik. Bunu da mı Tudor'a yazacağız şimdi?
Üçlü savunmayı kim tahmin ediyordu ya da, basın veya taraftar dahil. Bu bir sürpriz, Beşiktaş maçı adına iyi bir dokunuştur. Savunma noktasında da iyi oynadık bu oyunu, Hakan Balta'nın aksamasına rağmen. Beşiktaş'ın attığı gol fazlasıyla şans, onun dışında aklınızda kalan bir pozisyonları var mı. Bu takım istisnasız her takıma karşı pozisyon veren, tehlike yaşayan bir takımdı. Öncelik savunma, takım halinde savunabilmek. Duran top noktasında da bakıyorum, Galatasaraylıların dizilişine. Bir çalışma var, bu kadar kısa sürede de hem savunmayı oturtmak, hem hücumu planlı hale getirebilmek ne kadar mümkün.
Galatasaray'ın sorunu hücum noktasında ağır kalmak oldu ve orta sahanın kötü oyunu da bunda en büyük etmen. Sorumluluk almayan yıldızlarımız var, bir noktada yine Bruma'ya takılı kaldık. Tercihler tartışılır ama Tudor'un planı bana göre doğruydu. Yapabileceğinin en iyisini denedi ama Beşiktaş maçı özelinde yetmedi. Bu yönetim ve isyan etmeyen futbolcu topluluğu içinde zor ama yeni sezona girerken umarım bir Tudor takımı yaratılır..