Sorunsuz yedek diye bir olay var. En sevdiğim tanımlardan biri, kenarda bekleyen ve görev geldiği an işini yapan, yeniden köşesine çekilen. Bazısı da onca maç oynamaz, görev geldiği an sanki o maçlarda görev yapmış gibi katkı verir. Böyle yedeklere her daim ihtiyaç var ve Galatasaray'ın yedek kaleci geliyoruz buradan.
Onur Kıvrak / Esteban uyumunu seviyorum mesela. Esteban onlar için sorunsuz yedek, görev gelince işini gören ve sessiz şekilde köşesine çekilen. Yeterlilikleri, kaliteyi tartışırız ama uyumlu bir ikili, iyi rotasyon. İki denk kaleciyi bir arada bulundurmak zor, denge böyle olmalıdır. Volkan Demirel / Kameni denk bir denge. Yine yeterlilikleri, kaliteyi tartışırız, o ayrı konu da doğru rotasyon değil.
Muslera istikrarlı bir kaleci, ondan formayı almak neredeyse imkansız. Sakatlık ya da ceza gibi dönemler oluyor bazen, o vakit yedek kaleciye ihtiyaç duyuyoruz. Geçmiş yıllara bakın, bu tarz her ihtiyaç duyduğumuz dönemde sorun yaşadık. Aykut Erçetin'i sevmeyiz ya da beğenmeyiz ama son yıllarda gördüğüm tek iyi yedek kaleciydi belki de. Mondragon / Aykut Erçetin'den yola çıktım, Muslera için böyle bir örnek yok.
Eray İşcan'ları falan zaten yazmıyorum, altyapıdan kaleci yetiştiremiyoruz. Muslera varken de herhangi bir genç kalecinin oynaması, gelişim sağlaması imkansız. Taffarel çok eleştirilmişti bu konuda ama adam ne yapsın, oynatmadığınız sürece geliştiremezsiniz ki. Futbolcuda da biraz vizyon olacak, oynamak isteyecek. Eray İşcan yattığı yerden kazanmayı tercih etti, yoksa kiralanırdı bir yerlere. Bu anlamda Alperen Uysal gibi kaleciler gözümde daha değerli, en azından denediler.
Sinan Bolat ya da Cenk Gönen gibi kalecileri de denedik. Son derece tecrübeli, Şampiyonlar Ligi de dahil olmak üzere Avrupa kupaları görmüş, Milli Takım forması giyen kaleciler. Yok, onlar da olmadı. Formayı ne zaman alsalar sırıttılar ve hatalar yaptılar. Sinan Bolat yine de sezonu iyi bitirdi ama yetmedi, kupa performansı malum. Cenk Gönen'i hiç konuşmuyorum, büyük hayal kırıklığı. İyi bir maçı yok, şunu da iyi yaptı diyebileceğim tek bir an yok, koca 2 sezonda.
Nasıl olsa Avrupa yok, Muslera'yla sezonu götürürüz düşüncesi hakimdi bende de. Dünya hali tabii, Allah korusun sakatlığı var, cezası var. Statü de diyor ki bir şekilde yedek olarak kullanabiliyorsun yabancı kaleciyi, dolayısıyla fırsat değerlendirildi. Carrasso'ya böyle bakıyorum, bonservisi yok, tecrübesi belli, az çok kariyeri bilinen, güvenebileceğiniz bir kaleci. Rolünü de biliyor, bu anlamda katkısı olur.
Muslera ve Carrasso denk kaleciler değil, biri oynayacak, diğeri ise bekleyecek ama formayı aldığında sırıtmayacak kaleci. Sahada belli olur tabii, performansları görmek lazım. Kötü bir iş yaptık diyemeyiz ama, doğru bir transferdir bu. Kaleci riskine girilmedi, Muslera'nın arkası dolduruldu. Daha iyisi de olmazdı, alabileceğin bir yerli yok çünkü..