Rahat oturdum maç izlemeye, son Manchester United galibiyetinden bu yana büyük bir özgüven vardı bende. Galatasaray'ın maçından öte, Manchester United'in Cluj karşısında rahat kazanacağını bekliyordum, olmadı ve oldukça şaşkınım aslında. O maçın da özetini bile izlemedim bu arada.
Cluj'u bu anlamda tebrik etmek lazım, 10 puanla gruptan çıkamamak gerçekten büyük iş. Sen Manchester United'i deplasmanda deviriyorsun ama gruptan çıkamıyorsun. Şu anlamda 2. turu Galatasaray daha fazla hak etti, Cluj karşısında ikili averajı elinde ve oynanan maçlara da baktığımızda Galatasaray net bir üstünlük kurmuş. İkili averajın adilliği buradan geliyor.
İşler beklenildiği gibi gitmedi, kendi ipimizi kendimizin kesmesi gerekliliği bir kere daha ortaya çıktı ve Galatasaray'ın kazanmış olmasından dolayı çok mutluyum. İlk iki maçın ardından çekilen 0 ve yağmur altında Cluj karşısında alınan bir puanın ardından zor olan tabloyu lehimize çevirdik ve Fatih Terim'in de dediği gibi son sözümüzü söyledik.
Son üç maçta üç galibiyet, gerçekten büyük iş. 2001-2002 sezonundan bu yana unuttuğumuz bir şey bu, tekrar hatırladık bu duyguyu, inanılmaz. Galatasaray'ın asıl mücadelesi Avrupa'yladır, Galatasaray bu anlamda Avrupa genini yeniden ortaya çıkardı, kendi kimliğini hatırladı.
Çok uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi sahnesinde yokuz ve bu uzun ayrılığın ardından ilk sezonda 2. tur biletini alıyoruz. Bu takım 2 sezon önce neler söyletiyordu, hangi noktadaydı ve 2 sezon içerisinde geldiği nokta. Fatih Terim'e ne kadar teşekkür etsek az, bunu ancak o başarabilirdi...