Yine yazıyorum, ilk kez 3'lü savunma oynamıyoruz. Konuşulması gereken 3'lü savunma değil, futbolcu tercihleridir. Fernando'yu stoperlerin arasına çekip 3'lü oynamak başka, Maicon / Serdar Aziz / Denayer'li 3'lü savunma başka. Tudor'un planı şu, Fernando'yu daha orta sahada tutup orta ve ön alan baskısını biraz daha yoğunlaştırmak. Tartışılacak tabii, Galatasaray'ın ezberini bozmak değil diyordum bu tercih için, yanılmışım.
Ezberi bozuldu Galatasaray'ın ama kötü bir plan da değildi. İlk anda baskıyla başladık, pozisyon da bulduk. Bunun devamının gelmemesi sorun, ilk 20 dakikada kurulması gereken bir baskıydı, 5 dakika ancak dayanabildik. Bir de buna Serdar Aziz'in beklenmeyen hataları eklenince plan ilk baştan bozuldu. Gerçekten sakatlandı mı bilmiyorum ama oyunda kalmaya devam etse daha vahim sonuçlarla karşılaşabilirdik.
Latovlevici sonrası alışık olduğumuz düzene döndük ama ilk yarıda kötüydük. Önde bastığımız bazı anlar var, anlık etkiler yarattığımız. Bunu devam ettiremedik, Fenerbahçe baskıdan çok rahat çıktı ve kendi baskısını kurduğu anlar da oldu. Hızlı geldiklerinde etkileri büyük oldu, pozisyonları geldi. Hücumda kalamadık, bu büyük bir sorun. Belhanda ve Feghouli'nin bu sorumluluğu alması, takımı hücumda tutması tutması gerekiyordu. Bu isimler oynamazsa hücumda şansın kalmıyor.
Gerginlik diğer mesele. Futbolcu bazında bu gerginliğin zirvesinde Belhanda vardı, atılacağım diye geziyordu sahada. Tribün de aynı şekilde, 8 puan farkla önde olan biziz ama herkes sessiz, uyuyor. Fenerbahçe bu tip maçlarda taraftarıyla öldürüyor maçı, biz izliyoruz. Koreografiyi de anlamadım mesela, kim neden ayağa kalkıyor, yerde olan biz miyiz. 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlikle geldik, 8 puanlık fark var ve mutlak favoriyiz. Taraftarın bu maçı alması gerekiyor.
Mariano maça çok iyi başlamıştı, sağdan o kadar iyi geliyorduk ki. Sonra buna önlem aldılar, o da aldığı sarının ardından fazlasıyla duruldu. İlk yarıda tek etkimiz Mariano kanadı kaynaklıydı, ikinci yarıda ise bunu biraz daha dengeledik ama etkisi olmadı. Latovlevici'nin ortaları etkisiz, kanattan geliyoruz ama içi boş. İlk yarıda sorun oyunun iyice merkeze gömülmesiydi, ikinci yarıda buna önlem almaya çalıştık ama o da olmadı.
Yine de baskı kurduğumuz anlar var, Fenerbahçe ilk yarıdaki kadar iyi değildi. Topa biraz daha sahip olmaya başladık, biraz olsun pozisyonlar gelir oldu. Belhanda'nın kırmızı kart gördüğü an ise etkimizi en yüksek derecede hissettirdiğimiz zamanlardı, 70 sonrası Galatasaray'ın etkisi yükseldi. Aykut Kocaman da Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdü. Soldado / Janssen ile 4-4-2'ye mi dönecek diye korktum ama Guiliano'yu 90 dakika oyunda tuttu, Valbuena'yı çıkardı. Beraberlik iyidir mantığıydı bence, kullanamadık işte bu imkanı.
Garry Rodrigues hafta boyu çalışmadı demeyin, o zaman neden kulübede. Oyuna daha önce girmeliydi, hız olarak bizi daha çok yükseltirdi. Belhanda'yı bu kadar uzun oyunda tutması hata, atılacağım diyordu ve atıldı da. 10 kişi kaldıktan sonra ise biz beraberlik iyidir mantığıyla hareket etmek zorunda kaldık. Gomis / Eren Derdiyok değişti, devamında neden Ahmet Çalık oyuna girdi. Bu da bir hata, Fenerbahçe zaten gelemiyor, 10 kişi kalmamız bir şey değiştirmedi. En azından kontra imkanı bulabilirdin, hızlı oyuncu yerine stoper oyuna aldın.
Ahmet Çalık oyuna girdikten sonra gol yesen bunun dönüşü yok, hamle şansın kalmıyor. Neyse ki 0-0 bitti, oluşan şartlar itibariyle beraberlik kötü değil diyorum. Bunun etkisi de orta vadede daha ön plana çıkar. Rakibin ile farkı 5'e düşürmüyor, 8'de tutuyorsun. Oynanan oyun kötü, Tudor iyi değil, hakemi zaten konuşmuyorum ve şartlar itibariyle netice bu. Her şeye rağmen kaybetmedin, Trabzonspor'u yendiğin an da bu maçın telafisi olacak. Çok karamsar değilim ama konuşulacak şeyler var..