"Arsene Wenger ile 1996'da beraber geçtik takımlarımızın başımıza. Bazen diyorum, ben de 21 yıl kalsam neler olurdu acaba. Tabi bunun olmamasında benim de hatalarım oldu."
Çoğu Galatasaraylının hayali. Ben de düşünüyorum, Fatih Terim'le çok daha uzun yıllar çalışabiliyor olsak nasıl olurdu diye. Hanedanlık kelimesini çok kullanırım, onun temelinde Fatih Terim yatar. Kendi de söyledi, bu kesintilerde onun da hataları var ama bir şekilde olan oldu. İstikrardan, süreklilikten bahsederiz ve camialar böyle değerleri kolay üretemezler. Bizim vardı, hem de en iyisi. Olmadı, bugün 4. kez geri dönüyor, keşke aradaki o 4 yıllık kesinti hiç olmasaydı.
Hoca beklemez, çalışkan adam. Yine iş dönüp dolaşıp Mustafa Denizli'ye geliyor da o benzetmeyi şu mutlu zamanda yapmayayım. Hemen ayağının tozuyla idmana çıktı ve tüm odağı Göztepe maçı. Kırılma noktalarından biri çünkü, kazanarak ligin ilk yarısını bitirmek ve Ocak ayına daha sağlıklı bakmamız lazım. İyi bir gidişat yok ve yarış içinde yapacağınız puan kaybının da telafisi zor. Önce Göztepe, Ocak ayında yaşanacakları sonra konuşuruz. Fatih Hoca da ısrarla bunu vurguladı.
Eksikler var. Sol bek önemli bir sorun ve sağ ayaklı bir oyuncuyu sol bekte kullanmak hocanın yapısına ters. Mariano da yok, bence sağ bekte de sorun var. Garry Rodrigues'i solda, Linnes'i sağda ya da Yasin Öztekin'i sağda izleyebiliriz, şaşırmam. 3'lü gibi düzenler şu aşamada rafa kalktı, 4'lü savunmadan ödün verilmez ama nasıl bir düzen izleriz bilemiyorum. 4-4-2, 4-1-4-1 ya da klasik 4-2-3-1. Rakamlara takılmamak lazım, önemli nokta felsefe. Hocanın da felsefesi belli, tempo ve presden ödün vermeyecek, agresif ve savaşan bir takım izleyeceğiz.
Hakan Balta geçtiğimiz günlerde geri döndü, Nigel De Jong'a dahi kapı açıldı. Hatta olası sol bek transferinin gerçekleşmemesi durumu adına Carole'ü dahi sordu hoca. Transfer döneminin hareketli geçmesini bekliyorum, hoca dersine iyi çalışmış ve 1 günlük izlenim yok burada. Hareketli bir dönem geçireceğimiz doğru, asıl kazanım ise mevcut isimler üzerinde olacak. Kimseye kapı kapatılmıyor, aksine çok adaletli bir yaklaşım. Ocak ayı kampı çok önemli, "bundan olmaz" dediğimiz çoğu ismi rotasyon içinde görebiliriz, kazanımlar bekliyorum.
Hep aynı örneği veririm, 2011 / 2012 sezonundaki Aydın Yılmaz gibi. Kimse ihtimal vermiyordu, hatta tribünler tarafından tepki yiyen bir isimdi. O gün de iyi bir kadro ama dar rotasyon vardı. Hoca kazanmıştı Aydın Yılmaz'ı, takımın 12. adamı oldu bir anda. Sinan Gümüş geliyor aklıma, tam hocanın kalemi. Selçuk İnan ve Yasin Öztekin gibi isimlerde de eskiye dönüş izleyebiliriz, hiç ummadığımız bir ismin pozisyonuyla oynar ve onu da kazanabilir. Bucaspor karşılaşması da bir kupa maçından öte hal aldı.
Hoca oldukça hazır, istekli ve savaşacak. Büyük değişimler yaşanacaktır, futbol noktasında bozuk bir yapı var, değişecek. Basın toplantısını izlediniz, Kemerburgaz'daki yeni tesislere kadar fikri var, bunu belirtmiş ve böyle olacak diyor. Yeter ki huzurlu bir çalışma ortamı sağlansın ve hocanın önünü tıkamak adına bazı işler yapılmasın.
Diyorlar ki "hoca her gittiğinde enkaz bıraktı". Şuna da bir yorum yapayım, neyin enkazı bu? 2. dönemi kötüydü, bunu her fırsatta dile getirdik. 1. ve 3. dönemlerinde giderken nasıl bir enkaz vardı bana anlatın. Müthiş bir kadro yok muydu giderken, yapı da oldukça sağlamdı. Lucescu ve Mancini kötü kadrolar mı devraldılar ya da hoca o dönemler devam ediyor olsa neler başarılırdı. Sevmeyin, beğenmeyin, kırgın olun ayrı da gerçekleri çarpıtmayın.
Hocanın da hayalleri bitmedi. Günü kurtarmak önemli ama kısa vadeli bakmayalım bu olaya. Bundan sonrası da olacak, bu formayla en büyük hayalini hepimiz biliyoruz. Galatasaray Avrupa'sız olmaz, Fatih Hoca'dan bu yana Avrupa kimliğimizi kaybettik. Son 3 yılda da Galatasaray, Galatasaray olduğunu unutmuş durumda. Kadro enkazı yok, Tudor'a teşekkür etmesi de çok şık hareket. Zihinler enkaz altında yalnız, öz güvenler sıfırlamış durumda. Hoca önce bunu hatırlatacak, Galatasaray'a Galatasaray olduğunu..
