Fatih Terim'in basın toplantısında çok önemli mesajlar var. Hem yeni hem de geçmiş döneme yönelik. Bazı satır başlarını paylaşmak isterim;
"Top Göztepe'de, Göztepe oynasın. Galatasaray'da, Galatasaray oynasın... Böyle bir durum ben buradayken olamaz. Bugün rakip alanda çok pas yapmamız bizi sonuca götürdü."
"Son 7 maçta 4 defa mağlup olmuş bir takımdan bahsediyoruz. Bunun adı da Galatasaray. Bir endişe, bir öz güven eksikliği vardı. Galatasaray pek buna alışık değil."
"Galatasaray takımı oyunun kontrolünü elinde bulundurmalıdır. Galatasaray takımı kendi kalesinden ileride oynamalıdır."
"Bugün Hakan Balta olsa sol bek oynayacaktı. Onu bugün burada gördüğüm için mutluyum, 12 yıl bu takıma hizmet etmiş bir isim. Keza De Jong da öyle, aramızda olacak, kendi malınızı kötüleyerek olmaz."
İlk mesajı tamamen Tudor'a. Kurulan iyi kadroda, şu agresif yapıda emin olun ki Tudor'un da payı büyük. Bu oyunu sezon başında Tudor'la da oynayabiliyorduk, fark 2. yarıdaki dokunuşlar. Daha büyük fark ise Tudor'un zor geçeceğini düşündüğü maçlardaki aldığı kurgu. Fatih Terim dönemi bu olmayacak işte, rakip kim olursa olsun felsefe değişmeyecek, taktikle bu kadar sık oynamayacak. Tudor'un hatası bu oldu, umarım ilerleyecek kariyeri adına dersini almıştır.
Galatasaray, Galatasaray olduğunu hatırlama demem bu yüzden. Bunu unuttuk, büyük bir öz güven kaybı vardı. Deplasmanlar sorunlu, büyük maçlar olarak ifade edilen zamanlarda sürekli bir kaybederiz hissi. Son 7 maçta 4 mağlubiyet aldık, son haftalardaki seri oldukça kötüydü. Bundan kurtulmak adına da tek tercih Fatih Terim oluyor. Kendimizi hatırlamalı ve öz güveni kazanmalıydık. Bu anlamda Göztepe maçı iyi bir başlangıç oldu.
3. mesaj da Galatasaray'ın kendisini hatırlamasına yönelik. Beklemek, rakibi karşılamak da bir taktik anlayış ama Galatasaray'ın felsefesine aykırı. Oyunun kontrolünü elimizde bulundurmak ve hücum felsefesini olmazsa olmaz olarak kabul etmeliyiz. Yine Tudor'a geliyor iş, beklememesi gereken çoğu maçta bekledi. Peki onu başardı mı, hayır. İyi olandan vazgeçmemesi gerekiyordu, o ise kendinden fazlasıyla ödün verdi.
Son mesaj mühim ve kendi içinde haklı. Tudor bu isimleri neden düşünmedi, kadro dışı bıraktı demiyorum. Aksine o kararı ben de destekledim, çünkü oyun yapısına uymayan isimlerdi. Yalnız futbolcu ilişkileri de bir o kadar kötüydü, kazanmayı zorlamayan bir yapısı vardı. Ayrıca göndermeyi düşündüğünüz isimleri kadro dışı bırakmanız onların değerini daha düşürür. Tudor, kesti ve attı. Fatih Terim ise adalet mesajını veriyor ilk etapta, yoksa Nigel De Jong'la alakalı bir gelecek yok..
"Son 7 maçta 4 defa mağlup olmuş bir takımdan bahsediyoruz. Bunun adı da Galatasaray. Bir endişe, bir öz güven eksikliği vardı. Galatasaray pek buna alışık değil."
"Galatasaray takımı oyunun kontrolünü elinde bulundurmalıdır. Galatasaray takımı kendi kalesinden ileride oynamalıdır."
"Bugün Hakan Balta olsa sol bek oynayacaktı. Onu bugün burada gördüğüm için mutluyum, 12 yıl bu takıma hizmet etmiş bir isim. Keza De Jong da öyle, aramızda olacak, kendi malınızı kötüleyerek olmaz."
İlk mesajı tamamen Tudor'a. Kurulan iyi kadroda, şu agresif yapıda emin olun ki Tudor'un da payı büyük. Bu oyunu sezon başında Tudor'la da oynayabiliyorduk, fark 2. yarıdaki dokunuşlar. Daha büyük fark ise Tudor'un zor geçeceğini düşündüğü maçlardaki aldığı kurgu. Fatih Terim dönemi bu olmayacak işte, rakip kim olursa olsun felsefe değişmeyecek, taktikle bu kadar sık oynamayacak. Tudor'un hatası bu oldu, umarım ilerleyecek kariyeri adına dersini almıştır.
Galatasaray, Galatasaray olduğunu hatırlama demem bu yüzden. Bunu unuttuk, büyük bir öz güven kaybı vardı. Deplasmanlar sorunlu, büyük maçlar olarak ifade edilen zamanlarda sürekli bir kaybederiz hissi. Son 7 maçta 4 mağlubiyet aldık, son haftalardaki seri oldukça kötüydü. Bundan kurtulmak adına da tek tercih Fatih Terim oluyor. Kendimizi hatırlamalı ve öz güveni kazanmalıydık. Bu anlamda Göztepe maçı iyi bir başlangıç oldu.
3. mesaj da Galatasaray'ın kendisini hatırlamasına yönelik. Beklemek, rakibi karşılamak da bir taktik anlayış ama Galatasaray'ın felsefesine aykırı. Oyunun kontrolünü elimizde bulundurmak ve hücum felsefesini olmazsa olmaz olarak kabul etmeliyiz. Yine Tudor'a geliyor iş, beklememesi gereken çoğu maçta bekledi. Peki onu başardı mı, hayır. İyi olandan vazgeçmemesi gerekiyordu, o ise kendinden fazlasıyla ödün verdi.
Son mesaj mühim ve kendi içinde haklı. Tudor bu isimleri neden düşünmedi, kadro dışı bıraktı demiyorum. Aksine o kararı ben de destekledim, çünkü oyun yapısına uymayan isimlerdi. Yalnız futbolcu ilişkileri de bir o kadar kötüydü, kazanmayı zorlamayan bir yapısı vardı. Ayrıca göndermeyi düşündüğünüz isimleri kadro dışı bırakmanız onların değerini daha düşürür. Tudor, kesti ve attı. Fatih Terim ise adalet mesajını veriyor ilk etapta, yoksa Nigel De Jong'la alakalı bir gelecek yok..