İyi yönden düşüneyim. Transfer döneminin son gününde Konya deplasmanına gittik ve o ara birçok ismin transferini konuştuk. Hedef işin sadece Nagatomo'yla kalmamasıydı ve 2. bir yabancı transferi de Carrasso'nun sözleşmesinin feshi demekti. Ben olsam Latovlevici'den vazgeçerdim, o ayrı konu. Gider diye düşünüldü diye de Konya'ya götürülmedi, Eray İşcan'ı izlememiz bundan.
Bu iyi yöndü, durum böyle mi bilmiyorum. Ben mevcut durum üzerinden konuşacağım ve Fatih Terim döneminin ilk eleştirisi olacak. Rotasyon durumunda Carrasso takımdaysa oynar, oynamalıdır. Yerli alternatifiniz Eray İşcan çünkü, Carrasso bu düşünülerek transfer edilmedi mi? Yaz döneminde en akılcı işlerimizden biri olmuştu, Muslera'nın arkasını ilk defa doldurduğumuzu hissediyordum.
Yedek kaleci olayı yılların sorunu, Muslera'nın olmadığı her an sorun yaşadık. Eray İşcan da denenmiş ve başarısız olmuş bir yedek kaleciydi. Hatta arttırayım, Galatasaray kalesinde ondan daha kötüsünü izlemedim. Avrupa listelerinde altyapı kontenjanını karşılamıyor, 26 yaşına geldi ama gelebildiği herhangi bir nokta yok, peki neden hala takımda? Daha da önemlisi iş dönüp dolaşıp nasıl kendisine tekrardan geliyor.
Konyaspor karşısında izledik işte, yediğimiz 2 gol var ve hepsinde imza sahibi. 1.95 kendisinin boyu, frikikten aşırtma gol yemesi zirvesi zannediyordum ama dahası varmış. İlk golde o boyla topu yumruklayamadığı gibi topa vuracak arkadaşlarını da deviriyor. 2. golde ise Jahovic'in aşırtma kovasını o mesafeden kolaylıkla yiyebiliyor. 1.95 boyu olan bir kaleci bunu yapıyor, bir şey yapmasa dahi en azından boy avantajı dersiniz. O da yok.
Sezon sonunda sözleşmesi bitiyor, umarım rövanş maçında ve bundan sonrası adına kendisini izlemeyiz. Carrasso takımda kaldığına göre o oynasın, önemli bir tecrübeden bahsediyoruz. Nerede duracağını bilen, geriden savunmasını yönlendiren, ayakları yere basan. Geldiğinde de aktif kaleciydi, yılların yedeği değil. Şu tecrübenin üzerine gidelim biraz, Muslera'nın arkasını doldurduk dedik ama şu ana kadar izleyemedik bunu..