Sivasspor maçının ardından Gomis için yazdıklarım için çok tepki çektim. Beni değil, Gomis'in maç sonu açıklamalarını dinleyin;
"Golden sonra hocamızın yanına gittim. Geçen hafta iyi bir performans sergileyemedim. Ben de bunun farkındaydım. Hoca bana gerekli uyarıları yaptı ve kulağımı çekti. Bu akşam da güzel goller attım. Bana bir baba gibi yaklaştı, bende ona bir oğul gibi sahada cevap vermek istedim."
İştah kelimesini sıklıkla kullanmamdan rahatsız olabilirsiniz de Gomis'i de farklı tanımlayamıyorum. Bu adam iştahı kadar var, keyif aldığında ve istediğinde durdurulamıyor. Sivasspor maçındaki Gomis görüntüsü iyi değildi, iştahını çok düşük gördüm ve o gün kaybetmemizin yegane unsurlarından biri. Bunu kendisi de kabul ettiği için söylediklerimi zaten doğruluyor.
Konyaspor maçında ise bambaşka görüntü, o sezonun ilk yarısındaki Gomis görüntüsü işte. Maçın ilk anından itibaren istediğini her an belli etti. Mücadelesi hiç düşmedi, topu istedi, yıkılmadı ve o böyle oynadığı sürece kaybetmemiz zor. Durdurulamıyor çünkü, çok güçlü. Fatih Terim'in ardından daha bir pivot gibi oynamaya başladı, hücum planı onun üzerinden dönüyor ve duvar olabilmesini, servis özelliğini keşfettik. Hücum oyuncuları ona yakın oynadığı sürece ekmek yer, bunu 1-2 maçta Garry Rodrigues sağladı.
Gomis'i çok seviyor ve beğeniyorum, Galatasaray'ın karakterine yakışan bir futbolcu. Eleştirmemden kaynaklı enteresan yorumlar alıyorum ve böyle yanlış anlaşılmak da hoşuma gitmiyor. Gomis kadar varız, hücumda kaliteyi tayin edecek bir numaralı unsur kendisi. İştah dedim, Sivasspor maçıyla bu maçı kıyasladığımız fark zaten ortada. Kendi açıklamaları da buna eklenince zaten anlatmak istediğim ortaya çıkmıştır..
İştah kelimesini sıklıkla kullanmamdan rahatsız olabilirsiniz de Gomis'i de farklı tanımlayamıyorum. Bu adam iştahı kadar var, keyif aldığında ve istediğinde durdurulamıyor. Sivasspor maçındaki Gomis görüntüsü iyi değildi, iştahını çok düşük gördüm ve o gün kaybetmemizin yegane unsurlarından biri. Bunu kendisi de kabul ettiği için söylediklerimi zaten doğruluyor.
Konyaspor maçında ise bambaşka görüntü, o sezonun ilk yarısındaki Gomis görüntüsü işte. Maçın ilk anından itibaren istediğini her an belli etti. Mücadelesi hiç düşmedi, topu istedi, yıkılmadı ve o böyle oynadığı sürece kaybetmemiz zor. Durdurulamıyor çünkü, çok güçlü. Fatih Terim'in ardından daha bir pivot gibi oynamaya başladı, hücum planı onun üzerinden dönüyor ve duvar olabilmesini, servis özelliğini keşfettik. Hücum oyuncuları ona yakın oynadığı sürece ekmek yer, bunu 1-2 maçta Garry Rodrigues sağladı.
Gomis'i çok seviyor ve beğeniyorum, Galatasaray'ın karakterine yakışan bir futbolcu. Eleştirmemden kaynaklı enteresan yorumlar alıyorum ve böyle yanlış anlaşılmak da hoşuma gitmiyor. Gomis kadar varız, hücumda kaliteyi tayin edecek bir numaralı unsur kendisi. İştah dedim, Sivasspor maçıyla bu maçı kıyasladığımız fark zaten ortada. Kendi açıklamaları da buna eklenince zaten anlatmak istediğim ortaya çıkmıştır..