Sakin kalmak gerekiyordu, bunu başardık. 2. yarıda boş alanları fazlasıyla bulacaktık, o da geldi. Rakip cezası içinde de gayet kalabalıktık ve pozisyonlar geldi. 2. yarıda kanatları iyi kullandığımızı düşünüyorum, ilk yarının aksine Nagatomo ve Linnes etkilerini hissettirdi. Klişe bir yorum olacak ama bitiremedik, olmuyor. Saraçoğlu'nda kazanmak anlamında ancak bu kadar pozisyon bulursun. Maçta belki sakin kaldık da bitirme noktasında bambaşka şeyler oluyor. Kimi de bunu futbolla açıklayamıyor, o da haklı.
Fatih Terim klasiğidir, kendi oyunumuzu oynadık. Maç içinde de hamleler hücum noktasında, kazanmak için yapılabilecek her şeyi yaptık. Kaybedebilirsin de, pozisyonlar verdin ama kazanmaya çok daha yakın olan taraf bizdik. İlk yarıdaki görüntünün üzerine 2. yarıda çok daha etkili olduğumuzu söyleyebilirim. İlk yarıda 35 - 45 arasında Fenerbahçe'nin baskı kurduğu anlar var, 2. yarıda böyle bir baskı oluşmadı. Oyunun koş koş halini aldığı anlar var ki pozisyonlar karşılıklı geldi. Bu noktada Volkan klasik derbi modunu açtı, Muslera da şampiyonluk modunu.
Fenerbahçe'nin Başakşehir karşısında oynadığı futbol onlar adına doğru olandı. Sevilmese de bu tarz maçlara sonuca giden bir futbol. Galatasaray karşısında o oyunla taraftarı memnun etmek mümkün olmadığı için Mehmet Ekici / Soldado hamleleri geldi. Hafta boyunca da konuşuluyordu ve bunun Galatasaray'ın avantajına olduğunu düşünüyordum. Fernandao'nun oyuna girdikten sonraki etkisini izlediniz, Galatasaray savunmasını yıpratma noktasında önemliydi. Kanatta ise Alper Potuk sonrası bir hareketlenme yaşadılar, Valbuena'yla da aynı etki gösterildi. İlk 11'lerine bakınca iş tamamen Guiliano'ya bakıyordu, o da sahanın kayıp ismi olunca tıkandıkları anlar çok.
Maça sakin başladık, topu da ağırlıklı olarak Fenerbahçe'ye verdik. Pas ve topa sahip olma yüzdemiz sezonun en düşük oranları olabilir ama Saraçoğlu deplasmanında da en çok şut atan takım olduk. Bu iyi bir plan, Fenerbahçe'nin mevcut 11'inde oyuna hükmetmesi zor. Mehmet Ekici tercihleri bu yüzden olsa da kanat oyuncusu değil, Guiliano ise oyun kurucudan ziyade forvet özellikli. Hızlı oyuncularımız var, kontra bizim için güçlü silahtı. Garry Rodrigues kanadını ağırlıklı olarak kullanmamak hata oldu, sağ taraftan biraz daha gelmeye çalıştık. Yine de top Gomis'le bir şekilde buluştu ve kaçan pozisyonlar var. 35 - 45 arası ise baskı yedik, maç için Galatasaray'ın kötü olduğu tek an.
2. yarıda ise açık alanları sıklıkla bulacaktık ki bulduk. Garry Rodrigues'i de hatırladık bu sefer, kanadını etkili kullandık. Aynı şekilde Nagatomo ve Linnes de hücumda etki etmeye başladı. İlk yarıda Dirar'ın Nagatomo'ya karşı üstünlüğü vardı mesela, 2. yarıda ise Nagatomo belki de maçın adamı olduğu futbolu oynadı. Böylelikle pozisyonlar daha da sıklaştı, kazanacak ortamı oluşturduk. Fernando'nun çıkıp Donk'un oyuna girdiği 5 dakikalık dönemde bocalamış olsak da toparladık, Donk'un da iyi oyun çıkardığını düşünüyorum.
Belhanda / Feghouli mücadele içinde var olsalar da hücum için farklı şeyler bekliyor insan. Belhanda'nın bu anlamda hiç sorumluluk almadı, Feghouli ise ondan daha etkili görünse de sürükleyen isim değil. Tolga Ciğerci / Sinan Gümüş hamleleri de olumlu yansıdı, Tolga Ciğerci'yle orta sahayı ele geçirdik mesela. Sinan Gümüş de hücum anlamında Galatasaray'ı sürükleyen isimdi. O dönem iş biraz daha koş koşa döndü, rakibin de pozisyonları var, özellikle Fernandao sonrası Maicon'u da ezmeye başladılar ama Galatasaray'ın buldukları daha öne çıkıyor. 90+2'de Tolga Ciğerci'nin kaçırdığı gibi, daha neyi atacağız ki.
Böyle bir maçın ardından beraberlik üzdü, Baros'un direği dahil kazanmaya en yaklaştığımız Saraçoğlu deplasmanıydı. Yine de kaybetmemek mühimdi, ayrıca bu oyunun da 8'de 8 yapabilecek kalitede olduğunu düşünüyorum. Fernando'nun dönüşü net etki etti, neyse ki ciddi bir durumu yok. Taşlar yerine daha iyi oturuyor ve kendi sahamızda Beşiktaş / Başakşehir maçlarını geçeceğimizi düşünüyorum. Diğer deplasmanlarda da bu oyun fazlasıyla yeterli olacaktık, çünkü bulduğumuzu orada bitireceğiz. Burada olmuyor, nedenini ben de bilmiyorum.