Galatasaray'ın belli bir iskeleti var. Muslera, Semih Kaya, Selçuk İnan, Melo, Burak Yılmaz ve Sneijder bu iskeletin içerisinde garanti isimler. Bu yüzden de öncelikle iskeleti korumak temel amaç ve Galatasaray yönetimi de bu yönde adımlar atıyor. Muslera, Selçuk İnan, Burak Yılmaz ve son olarak Semih Kaya'nın sözleşmeleri bu yüzden yenilendi.
Ayrıca mevcut kontenjan bizleri yerli isimlere yöneltiyor ve bu sınırlama da eldeki iyi yerlilere çok büyük paralar kazandırıyor. Bu açıdan bakınca ödenen miktarlar anlamında yönetimi suçlayamazsınız, eliniz bağlı ve bunu yapmak zorundasınız. Futbolcuya da fazla para verirsiniz, akıl almaz bonservisler de ödersiniz ama sizin federasyonunuz bu dengesizliğe ses çıkarmaz. Kontenjanla birlikte ülke futboluna değer katılıyor zannediliyor ama aslında Avrupa'da gelecek başarıların önündeki tek engel bu.
Semih Kaya özeline dönersek, kazanılan miktarlar anlamında bir adaletsizlikte var aslında. Semih Kaya takımın en çok maça çıkan, en değerli isimlerinden biri ama aldığı yıllık ücrete baktığımızda geçen sezonun ortasında gelmiş Salih Dursun, Veysel Sarı gibi isimlerin bile gerisindeydi. Semih Kaya'nın karakteri bu adaletsiz duruma ses çıkarmaz, Galatasaray'ı da herkesten çok benimsemiş olması belki de bu duruma neden olmuştur ama yönetimin bu durumu görmesi, Semih Kaya'ya hakkı olanı vermiş olması olumlu bir tablo.
Drogba'nın "gelecekte takımın lideri olur" dediği isim Semih Kaya...