"Forma giyemememin en önemli nedeni eski teknik direktördü. Gelir gelmez bana ‘Sen benim tarzım değilsin. Ne yapmak istiyorsan yapabilirsin çünkü benimle süre alamayacaksın’ dedi. Benim de aslında bu andan itibaren biraz daha kendime odaklanma, daha fazla çalışma şansım oldu."
"Fatih Terim’in takımın başına gelmesi Galatasaray kariyerimdeki en anahtar noktaydı. Bana kendimi tekrar gösterme şansını verdi. Ben de ona saygımı bana şans verdiği an sergilediğim performansla göstermeye çalışıyorum. Artık tekrar hedeflerim için umudum var. Çünkü öbür türlü sadece maçları kenarda izleyen biri olacaktım. Terim geldiği günden beri hemen farkını hissettiren biri. Bir kere zaten geçmişi bunu gösteriyor. Biz büyük bir kulübüz ve büyük kulüplerin başlarında geçmişi önemli başarılarla dolu, güçlü karakterlerin olması gerekiyor. Bu, Galatasaray’ın ihtiyacı olan bir şeydi."
Galatasaray'ın kulübesinin zayıf olduğu bir gerçek. Yeterli alternatifimiz yok, bu da şampiyonluk yolundaki en büyük handikabımız. Başakşehir, Beşiktaş veya Fenerbahçe'nin bu anlamda çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Maçı çevirme noktasında kenara baktığında yaratıcı oyuncularına, kanatlarına ya da forvetine bakarsın. Galatasaray'da olmayan bu ve kaybedilen deplasmanlarda da Fatih Hoca'yı eleştirirken atladığımız nokta bu.
Tudor döneminde de sıkıntıydı elbette. Yalnız iki noktada Fatih Hoca'yla ayrılıyor ve bu nedenlerle de mazeret olarak kabul edemeyeceğim bir şey. Kadro kurulurken takımın başında o vardı ve kötü kadro mühendisliğinde mutlaka payı var. "Kulübe zayıf" diyerek kestirip atmak da işin kolay kısmı. Tudor bunu söyledi ve köşesine çekildi. Fatih Hoca'dan ise bunu hiçbir zaman duymadım ve kadroda yer alan her isim için bir şans vardı.
Donk da bunun en büyük örneği. Kendisinin de dahil olmak üzere kimsenin umudu yoktu. Ocak ayı gider ve yabancı hakkı boşalır diye bakıyordum ama gün itibariyle çok kıymetli bir alternatif. Hatta Fernando'nun yokluğunda bizi yarışta tutan isimlerden biri oldu. Donk'u silmek kolay olan, kimsenin umudu yokken kazanmaya çalışmanın ise altı çizilir. Fatih Hoca bunu yaptı, yapmaya devam edecek. Kolay olana kaçmıyor, bu anlamda da ürettiği bir mazeret yok.
Haliyle Tudor'dan ayrılır. Tudor bunu söylediğinde aldırış etmem ama Fatih Hoca söylediğinde durur düşünürüm. Badou Ndiaye gibi bir ismi de kaybetti üstelik, yerini dolduramadık. Nagatomo gelmiş olsa dahi Badou Ndiaye'nin yokluğunun handikabı çok daha büyük. Maalesef ki ne kadar yeni isim kazansa da onların bir maksimumu var, fazlası şu kısa zamanda olmuyor. En basitinden Okaka'yı boşuna istememişti. Eren Derdiyok'la ne durumdayız görüyorsunuz.
Sinan Gümüş bir noktaya kadar geliyor, ötesini almak zor. Donk iyi bir alternatif olabiliyor ama yaşı malum. Yasin Öztekin, Eren Derdiyok gibi isimleri saymıyorum. Kenarda bir tane güvenebileceğimiz hücum adamı yok. Yaratıcı oyuncu yokluğu da büyük eksiklik. Belhanda ve Feghouli dökülseler dahi bu yüzden sahada kalmalılar. Durum böyle olunca da doldur / boşalt gibi taktikler denemek durumunda kalıyoruz. Çok kötü bir kadro mühendisliği bu..