Tudor'a Udinese kapılarını açan Galatasaray oldu. Elinde sonunda İtalya'ya gidecekti ve onun adına eşik Karabükspor değildi. Galatasaray günlerindeki başarısı tartışılsa da genel tabloya bakıldığında dışarıdan bakanlar Tudor'u başarılı ilan etti. İtalya'daki futbol kariyeri de önemli, her ne kadar teknik adamlık ve futbolculuk bambaşka şeyler olsa da.
Udinese şu an İtalya'da 15. sırada ve tüm planları gelecek sezon üzerine. Küme düşeceklerini zannetmiyorum ama küçük de olsa bir ihtimal var. İlk hedef kalan 4 hafta içinde rahata ermek ve gelecek sezonu şekillendirmek. Galatasaray'a geliş şartlarıyla tam anlamıyla olmasa da benzer bir durum. Udinese'nin durumu ne olursa olsun İtalya adına köklü bir takım.
Tudor adına bir sonraki aşamanın yolu da İtalya'ya gidişiydi. Udinese'nin onun adına gerçek anlamda bir medyan okuma olacağını düşünüyorum. Tudor'un en büyük hedefi Juventus, bunun da olabilmesi bu tarz deneyimlerden geçecek. Udinese'de geçireceği 2-3 yıllık periyotu iyi geçirebilmesi de Tudor adına bu yolu açacak.
Başarılı da olabilir. Galatasaray günlerinde özellikle "iletişim" noktasında gelişim sağlaması gerektiğini yazmıştım. Önemli futbolcularla büyük sorunlar yaşayabiliyor. Aşması gereken en büyük mesele bu. Taktik esnekliği konusunda sorun ise Türkiye kaynaklı. Burada iyi bir düzen bulmuştu ama rakibe göre anlamsız kurgulandı. Bir anlamda çalıştırdığı takımın Galatasaray olduğunu unuttu.
Udinese'de bunu deneyebilir. Karabükspor'da da büyük takımlar karşısında iyi sonuçlar almıştı. Taktik esnekliği daha rahat uygular, zaten 3'lü savunmaların sıklıkla uygulandığı bir ülkeye gidecek ki kendi de bu ekolden geliyor. Neler yapacağını merak ediyorum, ilgiyle takip edeceğim. Başarabileceği bir ülkeye gidiyor..