En mutlu olduğum konulardan biri de Fernando'nun geri dönüşü. Uzun bir sakatlık dönemi oldu ve beklenen görüntünün uzağındaydı. En kritik zamanda, hatta ateş çemberinin içinde bu dönüşü sağladı. Maç eksiği büyük etmen ve doğru olan Fernando için ısrarcı olmaktı. Fatih Hoca da ısrarla Fernando'yla devam ederek bunu sağladı.
Tudor dönemine göre farklı bir rolü var. Fernando'nun bu role adapte olması da kötü görüntüsündeki diğer konuydu. Tudor döneminde stoperlerin arasına giriyor ve orayı 3'lüyordu. Bunu da geriden oyun kurmakta zorlanıyoruz ve Fernando baskı yiyor derken yaptık. Badou Ndiaye de bu yüzden biraz daha geriye çekildi. Haliyle de Tudor'un iyi başlayan ve ilerleyen düzeni çöktü.
Fernando o rolü iyi oynadı, burada sorun yok. Sorun takımın düzeniyle alakalıydı. Fatih Hoca ise Donk'u kazanmasının ardından Fernando'yu ağırlıklı olarak 8 gibi kullanmaya çalışıyor. Fernando'nun bu oyun için çok fazla ezberi olmasa da önemli bir kalite ve tecrübesi var. Beşiktaş karşısında da bu oyunu iyi oynadı, bir anlamda geri dönüşüydü.
Donk'un performansı apayrı bir konu. Belki de Fatih Hoca'nın kariyerinin en önemli dokunuşlarından biri. Fernando'nun yokluğunda orayı doldurmasını bekliyorduk, o ise oynadığı oyunla kendini vazgeçilmez kıldı. Hal böyle olunca da Fernando'yu biraz daha hücuma atabiliyoruz. Beşiktaş karşısında hücumu çok zorladı, rakip ceza sahası içine sık girdi ve golünü attı, topla dikine çıktı ve ön alan baskını şahaneydi.
Pas tekniğinin de yüksek olduğunu düşünüyorum. O oyun aklını da göstererek bu pozisyonda yapabileceğini gösterdi. Badou Ndiaye için Tudor döneminde yaptığım yorum "10 liralık malzemeden 5 liralık katkıydı". Görünen o ki Fernando için de böyleymiş, çok daha iyisini almak mümkünmüş. Sakatlığını ve maç eksikliğini atlatması güzel. Kalan 3 haftada en önemli kozlarımızdan biri olacak. Böyle bir tecrübeye haddinden fazla ihtiyacımız var..