Drogba ve Sneijder gibi isimlerin bizi fazlasıyla şımarttığını da söyleyebilirim. Çok büyük isimler ama bu adamlar ayrıldıktan sonra kimse beğenilmez oldu. Belhanda bu yüzden eleştiriliyor mesela, ne kadar iyi oynarsa oynasın eleştirenlerin unutamadığı ismin "Sneijder" olmasından kaynaklı. Her ne kadar birbirlerinden çok farklı isimler olsa ve bu düşünülerek transfer edilseler de.
Belki Gomis'i bugün efsane olarak hatırlıyoruz ama bu adamı 4 yıl önce transfer etmek mümkündü. Drogba'nın sözleşmesi bitip, kendisiyle yola devam edilmeyeceği açıklandığında ilk olarak gündeme gelen isim Gomis olmuştu. Hatta kendisiyle anlaşıldı, o dönem bonservisinin elinde olduğunu da hatırlatalım.
Tabii Galatasaray adına bilinmez bir dönemdi. İlk etapta Mancini ile yola devam edilecek gibi görünüyordu ve Gomis'i istemeyen de oydu. Sonra bu adam Prandelli'nin önüne sunulduğunda da hayır cevabı gelmişti. O da Swensea'ye imza attı, 3 yıl aradan sonra da yolu Galatasaray'la buluştu. Oysa bu aidiyet çok daha öncesinden oluşabilirdi.
Asıl olay Mancini ya da Prandelli değil. O dönem taraftar tepkisinin altı çizilmeli. Çok net hatırlıyorum, Drogba sonrası Gomis'in ismi gündeme geldiğinde hemen hemen herkes buna tepki gösterdi ve bir anda isyan doğdu. Sosyal medya bu anlamda fazlasıyla yön tayin edici, Gomis için de "Drogba sonrası gelecek isim mi"üzerinden eleştiriler vardı. Belki o dönem gelmiş olsa bugün Belhanda'nın yaşadığını yaşayacaktı.
O sezonun son günlerinde ise Dzemaili / Pandev transfer edildi. Dzemaili neyse de Pandev'in pek futbol oynayacak durumu yoktu. Prandelli ısrarcı oldu bu hamle için, sonuç ortada. Kötü bir profil asla değil ama Gomis neye dayanılarak veto edildi bilmiyorum. Olan oldu, belki de en doğru zamanda gelmiştir..