Akhisarspor'u bulabileceğin en iyi pozisyonda buldun. Rakibin perşembe günü oynamış, teknik direktörü belli değil, belalın Seleznyov ve Miguel Lopes gibi isimler yok. Sen de Lokomotiv Moskova maçında iyi bir galibiyet elde etmişsin ve rüzgarı arkana almışsın. Sen bu maçta fark yedin. Kayseri, Bursa ya da Malatya gibi deplasmanlardan nasıl çıkmayı düşünüyorsun?
Geçen sezonunun 2. yarısında kaybedilen deplasmanların bir ortak noktası var. O da gol aradığın anlarda orta sahanı kenara alarak oyuna forvet almak. Fernando / Muğdat Çelik değişikliği bizim adımıza geçen sezonun kopya kırılma anlarından biri. 1-1'i ararken 3-0 kaybediyorsun böylelikle. Sahada mümkün olduğunca çok forvet tutmak seni hücumda daha iyi kılmıyor.
Feghouli'nin gözden çıkarılmasını anlarım. Disiplinsizdir, yeterince çalışmıyordur, temposunu bir türlü yükseltemiyordur gibi nedenler vardır. Gerçi bizler nedenini bilmiyoruz, şu aşamada "hoca ne yaparsa haklıdır" diye bakmak durumundayız. Ama Trabzon deplasmanında olduğu gibi yenen farkın ardından son dakikalarda oyuna girmesinin amacını anlamam. Sildik mi, kazanmaya mı çalışıyoruz, olay nedir?
Bir takımın penaltıcısı vardır. Bu maç öncesinden bellidir ve 5-0 önde olsan dahi topun başına o gelir. Bu işin "ben daha iyi hissediyorum" gibi bir gerekçesi olamaz. Sinan Gümüş'se Sinan Gümüş, eğer penaltıcı o seçilmişse kullanır. Sahada Selçuk İnan olsa Garry Rodrigues o topu alabilir miydi? Bu anlamsız güven ve rahatlık işte, disiplinsizlik. Fatih Hoca'nın olduğu ortamda saha içinde böyle bir rahatlığı asla kabul edemem. Penaltıyı da çok laubali kullandı ve 1-0 öne geçsek yüksek ihtimalle kırılma noktası olacaktı.
Emre Akbaba için de konuşmak lazım. Bu adam bitirir, üretmez. Alanyaspor'da üretiyordu yorumuna katılmam, Alanyaspor'da tüm hücum ona bakıyordu. Burası Galatasaray, rakip savunmalar daha kapalı. Hala fizik olarak toparlamış değil ve ayakta kalmakta zorlanıyor. Haliyle de onun üzerinden hücumu döndüremezsiniz. Doğru düzen Lokomotiv Moskova maçındaki gibiydi. Emre Akbaba sağa geçmeli ve Belhanda ortada oynamazsa Feghouli oynar. Emre Akbaba'dan katkı almanın başka yolu yok.
Sezon başından bu yana forvet konusunda alternatifleri yazıyoruz. Bunlardan biri de Onyekuru'ydu. Eren Derdiyok'un da rotasyona ihtiyacı olacak, alternatif üretmeye mecbursunuz. Onyekuru'nun forvet oynadığı ortamda ya top rakipte olur ve açık alan kovalarsınız, ya da güçlü hücum setleriniz olur. Akhisarspor karşısında olduğu gibi doğaçlama hücum etmeye çalışırsanız görüntü bu olur.
Sezon başından bu yana (Lokomotiv Moskova maçı hariç) 1-0'ı bulmakta zorlanan ama 1-0'ı bulduktan sonra açılan ve farka koşan bir Galatasaray var. Bu görüntüde geriye düştükten sonra dönmeniz çok zor. Hızlı ve atlet hücumcularımız var, alan açıldıkça ve tempo yükseldikçe büyüyoruz. İş sete döndüğünde ise zorlanıyoruz, çünkü forvet pozisyonundan gerçek anlamda katkı alamıyoruz. Geriye düşmeyeceksin, bu kadar basit.
Akhisarspor maçı bu anlamda kumardı. Oyun çok gelgitli oldu. İlk yarıda öne geçecek pozisyonları da bulduk, geriye düşecek pozisyonları da verdik. Rakibin de tek silahı hızlı hücumlar, ileri uçta da tek kozları Manu'nun koşuları. Senin de önlem alacağın taraf belli ama rakibin Garry Rodrigues'ine kadar o kadar iyi önlemler almış ki. 2. yarıda 1-0 geriye düştükten sonra ise varlığın yok zaten, konuşmak anlamsız.
Son 2 deplasman 2 mağlubiyet ve atılan 0, yenen ise 7 gol. Bunun Galatasaray gibi bir takım için izahı yok. Fatih Hoca'nın da dediği gibi sahanın en iyisi 18 yaşındaki Ozan Kabak. Sahadaki hangi Galatasaraylının isyan ettiğini gördünüz? Böyle bir maçta rehavet olmamalı, arkana aldığın rüzgarı kullanmayı başarmalısın. Böyle bir deplasmanda kaybettikten sonra daha zorlu deplasmanlardan nasıl çıkmayı düşüneceksin?