Geçen sezon topun başına Gomis'in geçmesi gibi. Daha topa vurmadan gelen "kaçtı" hissi. Topun başına Garry Rodrigues geçtiğinde de aynısını hissettim. Eminim ki benim gibi hisseden çok kişi var. Her şeyi geçtim, çok laubali bir vuruş. Vurup geçmesi gereken an ama şov içine giriyor. Kaçan sadece bir penaltı değil işte, kaybettin maçı.
Bir takımın penaltıcısı vardır ve bu maçtan önce belirlenir. Hatta o isim maçtan önce penaltılara da özel olarak çalışır. Penaltıları, kornerleri ya da duran topları o an kim iyi hissediyorsa kullanmaz. Saha içinde doğaçlama şekilde hareket edilmez. Bunun adı disiplinsizliktir ve Fatih Hoca'nın olduğu ortamda böyle bir şeyin gerçekleşmesine anlam veremiyorum.
Selçuk İnan sahada olmadığında her penaltı için korku mu yaşayacağız? Sinan Gümüş'se penaltıcı o kullanacak işte, topu Garry Rodrigues ya da başkasına vermeyecek. Sahada Selçuk İnan olsa topu ondan alabilirler miydi? Sinan Gümüş'ün güçlü kalması, karakter göstermesi gerekiyor burada. Ya da kenardan bir işaret gelmeli, Sinan Gümüş'de bu görülemiyorsa.
Kaçan penaltıya takılırım, sağlık olsun diyemem. Zaten 1-0'ı bulmakta zorluk çekiyorum. Bu takım 1-0'ı bulduktan sonra açılan alanları iyi kullanarak farka koşuyor. Deplasmanlarda yaşanan sorunlar bir gerçek, 1-0'ı bulamadığımız her an yaşadığımız zorluklar da ortada. O imkan gelmiş işte, penaltıyı gole çevir ve kırılma anını yaşat.
Umarım ders olmuştur diyeceğim. Bu saatten sonra böyle bir laubaliliğe izin verileceğine inanmıyorum. Kim iyi hissederse o kullanmayacak, bu işin daha iyi hissetmesi yok. Takımın penaltıcısı da duran topları kullanan ismi de çok öncesinden bellidir. Sinan Gümüş'de karar kılındıysa penaltıyı o kullanacak..