Her maç hakem konuşmaktan sıkılmış olsam da hakemleri konuşmadan maç yorumu yapmak imkansız. Galatasaray belli ki sezon boyunca bunu negatif anlamda yaşamaya devam edecek. Ozan Kabak'ın pozisyonuna verilen çift vuruş, Onyekuru'nun iptal edilen penaltısında müdahalenin önce oluşu, Vida'nın eli. Biz bunu her maç konuşacağız, artık bu tarzda şeyler bana koymaz oldu.
Kaybedilecek maç değildi. Normal şartlarda kaybedilmezdi de, üzücü. İşin saha içi boyutu ayrı da şu derbiyi her şeye rağmen kaybetmek üzdü. Mücadele ve en azından bu maçta verilen reaksiyon kötü değildi. Çaba vardı, hareketliydik, plan kötü olsa da en azından biraz olsun azimliydik. Hakemi konuşmak bir tarafa, şu takımı Eren Derdiyok'a mahkum bırakanlar bir tarafa.
Lokomotiv Moskova maçı sonrası da yazdım. Mağlubiyeti santraforsuzlukla açıklamıştım, Beşiktaş karşısında da durum pek farklı değil. Gol atmasını geçtim, yediğimiz golde de penaltıyı oluşturan o. Antalyaspor maçında Donk, Beşiktaş karşısında Maicon'un Eren Derdiyok'dan iyi santrafor olduğunu da görmüş olduk. Haliyle bu ısrarı anlamıyorum, niye.
Sürekli "yazdım, ettim" diyorum da bugün yazmadım mı? Galatasaray'ın gençleri maç kadrosunu tamamlamak adına kenarda olmamalı. Gol arıyoruz ve Onyekuru'nun yerine Ömer Bayram giriyor. Suç elbette Ömer Bayram'ın değil, kapasitesi dahilinde elinden geleni yaptı. Niye Yunus Akgün değil, Selçuk İnan çıkarken neden Atalay Babacan düşünülmüyor? Biz bu gençleri iş olsun diye niye kenarda tutuyoruz.
Hamlelerimiz ezber. Her ne kadar hamle şansı az gibi görülse de bilinen şeyleri yapıyoruz. Uzun stoperi forvete atmak hücum anlamında yapabileceğimiz tek hamle olmuş. Taktiksel değişiklik yok, ezberden gidiyoruz. Maicon'un öne atılması doğru harekettir de Muğdat Çelik adına geç kalındı, Ömer Bayram değişikliği bir o kadar anlamsızdı. Öne top dolduracağın, duran toplardan etkili olacağın anda Selçuk İnan'ın çıkması da diğer hata.
Selçuk İnan'ın 11 başlamaması gerektiğini tartışırız ama o an da oyundan çıkacak isim değildi. Birçok korner kullandık, son frikik pozisyonu oldu ama vuracak isim bulamadık, etkili olamadık işte. Böyle bir maçta da bizim adımıza en önemli detay "duran toplardı". Organize, sistem dahilinde herhangi bir ataktan bahsetmek zaten imkansız.
Beşiktaş'ın maçın ilk 10 dakikada baskısı oldu gibi görünse de müthiş bir etkileri yoktu. 1-0'ın ardından ise hücum anlamında etkilerinden söz edemem. 1-0'ın ardından reaksiyonumuz yükseldi ve özellikle hızlı çıktığımız anlarda etki yarattık. Mariano kanadını iyi kullandık mesela, Fernando da tek başına orta sahayı süpürerek bu hızlı hücumları oluşturan isimdi. Buradaki sorun duran top haricinde pozisyon bulamamak. Nedeni de forvet etkisi.
Güven Yalçın / Atiba değişikliğiyle orta sahayı tutmak isteseler de Fernando'nun mevcut üstünlüğü devam etti. Hızlı geldiğimizde, rakibin savunmasının arkasına futbolcu sarkıtmayı denediğimizde etkimiz yüksek. Muğdat Çelik daha önce girmeli. Hem mücadele, hem o koşularla etkili olacaktı. Sonraki hamleler ezber. Linnes büyük bir fark yaratmadı, Ömer Bayram hamlesini zaten çözemedim. Buna rağmen pozisyonlar var, Maicon 10 dakikada Eren Derdiyok'dan daha iyi iş çıkardı.
Ortalama bir santraforumuzun olması bu maçı döndürürdü. Eren Derdiyok'u konuşuyoruz, Onyekuru'nun da futbol aklını tartışmak gerekiyor. 3-4 kişinin arasına girip top kaptırmayı seviyor. 3'lü savunma içinde de farklılık yaratmadık. Bu oyun gelişir de kenardan yapılan hamleler noktasında daha iyi etki gerekiyor.