Hamza Hamzaoğlu, biz Galatasarayız, rakibin bize önlem almasını tercih ederim diyerek işe başlamıştı. Bu söylem ne kadar doğrudur tartışılır, iyi takıma, iyi oyunculara karşı önlem alırsın. Beşiktaş deplasmanında yaptın mesela, Umut Bulut'u kanata çektin ve Gokhan Töre etkisini azaltmak için çabaladın, başarılı da oldun. Ama Bursaspor karşısında, kend, sahanda oynuyorken, Volkan Şen'i durdurmak adına Telles'i öne atman ve Hakan Balta'yı stopere çekmen Volkan Şen'i durdurmadığı gibi, savunmanın tüm dengesini bozdu, bunun yanında hücumda top tutamaman Bursaspor rüzgarını bizlere yaşattı.
Galatasaray ve Bursaspor arasındaki fark Fernandao kadar. Umut Bulut ve Fernandao'yu kıyaslarsak bazı sorunların cevabını alabiliriz. Bursaspor ligin en keyif veren takımlarından, yenildikleri maçta bile böyleler. Bugün de farklı kazanabilirlerdi, aksine yenilebilirlerdi ama ortak düşünce Bursaspor'un futbolunun alkışlancağıydı, öyle de oldu.
Josue'yi yedek bırakabilecek bir taktik düzen bu. Orta sahayı kazanmak adına tercih edilen Bekir Yılmaz, bu durumda da Belluschi forvet arkasına atıldı. Atılan uzun topları Fernandao topladı, Galatasaray savunmasını fazlasıyla yıprattı. Ara toplarında ise Volkan Şen ve Bakambu sürekli defansın arkasına sarktı, pozisyonlar buldu. Uygulayabileceğin diğer düzen de pas oyunu oynamak, onu da Galatasaray oynamaya çalıştı ama pas oyununu doğru uygulayamayan takıma karşı kontra silahını iyi kullanmak seni üstün kılar.
Galatasaray domino misali, bir futbolcu olmadığında tüm sistem değişiyor. 30 kişilik bir futbolcu topluluğu deniliyor, derin ve alternatifli kadro söylemleri gibi şeyler fazlasıyla boş. Görüyoruz, bir isim olmadığında yeri dolmuyor. Selçuk İnan'ın dolmadığı gibi, Emre Çolak'ı ne kadar beğensek, yükseliyor desek bile orta sahada o boşluğu dolduramaz. Burak Yılmaz'ın yerini dolduramadığımız gibi, çok konuştuk bu konuyu. Aynı şekilde, Sabri Sarıoğlu'nun yerini dolduramadığımız gibi. Bursaspor maçının kırılma noktası onun oyundan çıkmasıdır, devamında Hamza Hamzaoğlu'nun bu maç adına yetersiz kalışını izledik.
Chedjou'nun oynaması bile kumar aslında, çünkü yorgun döndü ve bu maçta da fazlasıyla etkisizdi. Koray Günter'le de ilk defa tandemi oluşturdular ve yapamadılar. Devamında Hakan Balta stopere geçti ama o da ağır kaldı, Koray Günter'in sağ beke geçmesi ise çok başka bir olaydı. Sabri Sarıoğlu çıkıyor, Sinan Gümüş giriyor, sürekli pozisyonlar değişiyor. Yekta Kurtuluş orta sahaya alternatif olarak oyuna alınıyor, Chedjou & Bruma değişikliği ile sağ beke geçiyor. Kötü de değildi, Bruma'nın oyuna girmesi ise Galatasaray adına konuşulabilecek tek iyi şey (Muslera ile beraber).
Hamza Hamzaoğlu'nun biz Galatasarayız söyleminin altını dolduramaması ise Bruma'yı oynatmaması yüzündendir. Telles'in sol açık başlaması bize savunma anlamında da bir artı getirmedi, oysa Bruma Rizespor maçının en iyilerinden ve Sneijder'in de sevdiği bir isim. Bruma'dan sonra Sneijder'de aktif bir aldı, bir nevi duvar pası yapabileceği yegane isim ve Sneijder'in en etkili hücum silahı bu oyun tarzı belki de. Bruma takımı hücumda da tuttu, hareketlilik getirdi ve Hamza Hoca'nın en büyük yanlışı onu çok geç düşünmesiydi, ilk 11 başlamamasını da geçtim.
Bu tabloda da alınan beraberlik kötü değil, duacı olunabilecek bir skor. Şampiyonluk yolunda kazanılması gereken bir maç ama kazanamadık, telafisi elbette var. Ama Galatasaray'ın aşması gereken sorunlar da var, maalesef devre arasından hiç iyi dönemedik. Rehavet bu anlamda çok tehlikeli..