Bursaspor maçının ders olmamasına inanamıyorum, Volkan Şen'i durdurmak adına Telles'i sol önde kullanmanın bir yararı olmadığı gibi, hücumda götürüleri de olmuştu. Fenerbahçe karşısında da Caner Erkin ve Gökhan Gönül'e tedbir amaçlı, Umut Bulut'u sağ açık ve Telles'i sol açıkta kullanmak yine yarar getirmediği gibi, Galatasaray'ın hücumunu da bitirdi. Beşiktaş karşısında Motta karşısında Umut Bulut'u kullanmak etki getirmiş olabilir ama Motta'yı durdurmakla Caner Erkin'i durdurmak çok farklı şeyler.
Bu isimlerin karşısında Bruma ve Yasin Öztekin oynasaydı bundan daha kötü olmayacaktı durum. Belki de Bruma ve Yasin Öztekin'in hücumda artısı Fenerbahçe beklerinin hücumu daha az düşünmesine yol açacaktı, hatta Galatasaray hücumu daha dengeli bir hal alarak rakip yarı alanda kalabilecekti, takım Sneijder'i çok daha verimli kullanabilecekti. Bir takım iyi gidiyorken, doğru 11'i de buşmuşken, özellikle de lig adına böyle hamleler yapmak, tedbir amaçlı kadrolar çıkarmanın Galatasaray'a bir yarar getirdiğini düşünmüyorum, maalesef Fenerbahçe maçı adına Hamza Hoca çok kötü bir performans gösterdi.
Galatasaray bir savunma takımı değil, şu kadrosu hücum ederek kazanabiliyor. Galatasaray'ın en rahat görünen maçta dahi gol yediğini görüyoruz, Galatasaray'ın gol yemesi bir sürpriz değil ve senin öncelik savunma, kontrol diyerek savunma ağırlıklı bir takım çıkarman da gol yemene etken değil, yine yiyorsun. Bunun yanında da hücumu bitiriyorsun, hücum bittiği dakikada da Galatasaray benliğini yitiriyor.
Dün iyi başladık aslında maça, ilk 20 dakikada müthiş bir tempo vardı. O dakikalarda da şunu farkettim, Galatasaray'ın yarattığı tüm tehlikeler hızlı hücumlardan ve tempodan kaynaklı. Selçuk İnan'ın şutu, Burak Yılmaz'ın bire bir kaçırdığı gol gibi. Sonrasında Fenerbahçe baskısı geldi ve o baskı bitmek de bilmedi. Caner Erkin ve Gökhan Gönül sürekli bindirdi mesela, geride de bu anlamda açık alanlar bıraktılar ama senin hızlı oyuncuların kulübede, elinde kontra silahın yok. Hücumda da top tutamadığından Sneijder'i kullanamıyorsun. Bu durumda nasıl gol atacaksın.
Kadıköy'de yenilmek sürpriz değil, öyle ya da böyle kaybediyoruz zaten. En azından kendi doğrundan, bildiğin 11'den şaşmasan şu maçta bir şansın olabilirdi, kafa kafaya oynardın belki de puan alırdın, belki de galibiyet. Yenilsen bile iyi futbol vardı, helal olsun çocuklar diyebilirdik ama çok kötü bir futbol oynadık, kötü futbolda da ısrar edip kaybetmek anlamında tüm zemin hazırlandı. Umut Bulut'un şu maçta 90 dakika oyunda kalmasını bana kimse açıklayamaz aslında.
Fenerbahçe'nin son haftalarda kaybettiği puanlara bakıyorum, bu maçta olduğu gibi baskı kurduğu, pozisyonlar bulduğu maçlar hep. Fenerbahçe'nin sorunu gol atamamak, forvetleri felaket durumda. Emenike, Sow, Webo hepsini sayabilirim. Kuyt da çok formsuzdu ama Galatasaray karşısında kalitesini konuşturdu, yoksa Fenerbahçe bu maçta da kaçırmaya devam ediyordu ama dakika 75 olduğunda bile Fenerbahçe'nin golünü bekliyorduk yani, gelecekti o gol. Bu anlamda şansını çok zorladı Galatasaray.
Yine de beraberlikle ayrılabilirdik, öyle bir maç. Fenerbahçe'nin bu futbolunda maçın adamı Volkan Demirel oldu diyorsak Galatasaray'ın da şansı olabilirdi demek. Selçuk İnan'ın şutu bir yana, Yasin Öztekin'in topunu nasıl çıkardı? Sadece derbiler ele alınsa Volkan Demirel'in Dünya üzerinde forma giyemeyeceği takım yok. Kuyt'un pozisyonunda Muslera hatalıydı mesela, o topu Volkan Demirel çıkartırdı.
Yasin Öztekin demişken, Galatasaray'ın neden en iyi kanat oyuncusu olduğunu da gösterdi. O oyuna girdikten sonra biraz olsun hareketlilik geldi, 1-0'dan sonra da isyan eden tek isimdi belki. Orada golü atabilseydi efsane olurdu ama pozisyonu yaratması tam bir usta işi, geliyor diyorduk da, geldi aslında ama biz nedense güvenemiyoruz.
Hakem avantajı da vardı, Olcan Adın'ın pozisyonu kırmızı mesela, net şekilde son adam. Bunu da söylemek lazım. İşte tüm bu etmenlere rağmen kaybettik, sinirlendiğim nokta da bu.
Fenerbahçe fazlasıyla cesur, hücumcu bir kadroyla sahaya çıkmıştı ve hücum ederek kazandı. Diego ve Emre Belözoğlu'nu aynı anda kullanmak risktir ama Mehmet Topal tek başına geriyi öylesine süpürüyor ki bu eksikliği de hissetmiyorsun. Hamit Altıntop'u geçtiğimiz haftalarda övüyordum ama bu maçta beğenmedim, eksik kaldı, Melo'yu gerçek anlamda aradığım bir maçtı. Belki Melo olsa böyle cesur davranamayacaktı İsmail Kartal, bilinmez ama kafasında kurduğu senaryo gerçekleşti, hak ettikleri bir galibiyet kazandılar.
Yine de karamsar olmaya gerek yok, Bursaspor maçı ders olmuştur diyordum ama Fenerbahçe karşısında olmadığını gördük ve yeniden Fenerbahçe maçı umarım ders olmuştur. Macera aramaya, rakiplere karşı takım kurgulamaya hiç gerek yok. Takımı şampiyonluk potasına sokan, iyi futbol oynatan, doğru 11'leri bulan, olmaz dediğimiz isimleri kazanan da Hamza Hoca. Bu maç özelinde kendisini hiç beğenmedim, fazlasıyla eleştirdim ama karamsar değilim. Hala lideriz, hala şampiyonluğun en büyük adayı durumundayız. Lig bitmiş gibi davranmaya, bu maç üzerinden Hamza Hoca'ya saygısızlık yapmaya gerek yok. Lig yeniden başlıyor, bu doğru ama Galatasaray'ın favori olduğu bir lig yeniden başlıyor..