Galatasaray'ın kadın basketbol takımı büyük bir ekoldu, 90'lı yıllar bununla geçti. 2000'lerde rüzgar Fenerbahçe'nin lehine döndü ve Galatasaray'ın maddi anlamda fazlasıyla zorluk yaşadığı dönemlerdi. O süreçte küme de düştü mesela bu takım ama yeniden ayağa kalkmasını bildi, sonrasında da gelen yatırımlar her zaman başarı yönündeydi ama istenilen başarı bir türlü sağlanamadı.
Galatasaray ve Fenerbahçe'nin tekelinde geçen bir mücadele. Bu iki takımın mücadelesi Milli Takım'a da olumlu yansıdı mesela, bunu sadece kadın basketbolunda görebilirsiniz. Çok kaliteli yabancılar aldılar, büyük iddialar yarattılar, Fenerbahçe daima bir adım önde durdu ama taa ki Ekrem Memnun gelene kadar. Rüzgar sonrasında öyle bir değişti ki.
Ekrem Memnun, geçmişin hanedan olan Galatasaray'ını yaratan, o başarıda bulunan, pas sahibi olan isimlerin başında geliyor. Onun geri dönüşü Galatasaray'ı çok daha farklı bir noktaya getirdi ve bu rekabette Galatasaray'ın koyduğu çıta en yukarısı ve Galatasaray dışında da o çıtaya ulaşabilen bir takım yok.
13 Nisan 2014 günü Galatasaray'ın Euroleague Şampiyonluğu geldi, çok büyük bir olaydı. Finali Fenerbahçe ile oynamak ve kupayı kazanmak olayı çok daha anlamlı kıldı belki ama Galatasaray Kadın Basketbol Takımının, Avrupa arenasında tek kupa kaldıran takım olması, devamında yıllar sonra gelen şampiyonluk derken Galatasaray'ın hanedanlığı geri döndü.
Bu sezon işler iyi gitmiyor olabilir, özellikle de Euroleague'ye bakarak bunu söylüyoruz. Gidenin yeri dolmadı maalesef, yine maddi sorunlar var. Zellous sezon başı gitti yeri dolmadı, Bone bir gidiyor bir geliyor, o durum da muamma. Bu sezon Euroleague dörtlü finaline baktığımızda da kupayı kazanmak, başarıyı tekrarlamak içten değilmiş ama maalesef Galatasaray kendi ayağına kurşun sıktı. Ligde durum iyi, şampiyonluğun yine en büyük favorisiyiz ama Galatasaray'ın en tepeye koyduğu çıtaya tekrar ulaşması Galatasaraylılığın geleneğindendir ve Ekrem Memnun'a bu anlamda güven sonsuz.
Şunu da ekleyelim, bu takımın geçmiş yıllarda Euro Cup şampiyonluğu da var, Cem Akdağ döneminde. Avrupa'da kazanılabilecek bütün kupaları kaldırdı bu takım, Sarayın Sultanları söylemi de buradan gelmekte. Gurur duyulası bir takım, gurur duyulası bir geçmiş..
