Hakan Balta'nın Gaziantepspor maçında verdiği fotoğraf ile Selçuk İnan'ın Konyaspor maçında verdiği fotoğraf arasında fark yok, şampiyonluk kafası bu. Aynı senaryolar, futbol anlamında da hemen hemen ayrı görüntüler. Maç öncesinde rahat kazanalım beklentisi olan bizler ama yine zor bir maç. Belli ki kolay olmayacak, yine de 4 maç kaldı, ipler ise Galatasaray'ın elinde. Güzel olan şu, bir şekilde kazanıyor bu takım, son 3 maçtır da gol yemiyor. Şampiyonluk yolunda, kader anında şampiyon gibi hareket eden bir takım. Bu da şampiyonluk adına en büyük inanç.
Maça dönersek, kötü başladı Galatasaray, felaket bir ilk yarı geçirdi. Bruma üzerinden yaratılan bir algı var, ihale yine ona bırakıldı ama ilk yarının en kötüsü Melo'ydu. Yasin Öztekin ve Bruma da onu takip etti. Melo'nun yokları oynaması, savunmada direnç göstermemesi, hücuma çıktığında geri dönmemesi Konyaspor'a rahat bir alan bıraktı ve Kenan Özer, Djalma gibi isimlerle etkili geldiler ama bitiremediler. Galatasaray kalesinde Muslera gibi bir isim olmasa ya da şöyle diyelim, Muslera'nın rakip hücumcular üzerinde yarattığı o psikolojik baskı olmasa ilk yarı daha dramatik bir sonuçla bitebilirdi ama 0-0'la geçildi. Bu anlamda iyi atlatıldı.
İkinci yarının en iyisi ise ilk yarının en kötüsü olan Melo'ydu. Melo'nun direnç göstermesi, daha agresif olması Konyaspor'u o kadar da rahat getirmedi, aksine Galatasaray'ı hücuma taşıdı. Melo kendisi gibi oynadığında Selçuk İnan da kendisinden beklenilen işleri yaptı, bu sayede hücumda kaldı Galatasaray. İşlemeyen kanatları da değiştirip, 4-4-2'e döndüğünde Galatasaray oyunu iyice rakip sahaya yıktı ve golü buldu.
Galatasaray'ın hücum etmesi gerekiyor, bu kadar basit. Baskı kurması, oyunu rakip sahaya yıkması gerekiyor, her maç için durum bu. O baskı geldiğinde korner kazanılıyor, top rakip sahada tutulduğunda faul alınıyor ve Galatasaray için duran toplar büyük koz, bunu Konyaspor karşısında da gördük ve bir korner golüyle galip ayrıldık. Bu anlamda o duran topları kullanan isimler kadar ceza sahasında da etki yaratacak futbolcular var, Chedjou gibi Melo gibi. Melo'nun indirdiği topta Selçuk İnan golü buldu, Gaziantepspor maçında da Selçuk İnan'ın kullandığı kornerde Hakan Balta golü attı. Bu tesadüf değil, Galatasaray adına çok önemli bir silah.
Konyaspor ikinci yarıda da hızlı geldi ama bu sefer Galatasaray'ın hatalarından değil, aldığı risklerden kaynaklı. Bu da bekleniyordu zaten, şaşırtıcı değil. Kanatları değil ama bekleri iyi kullandık, Sabri Sarıoğlu'nu da Olcan Adın'ı da beğendim, özellikle de Yasin oyundan çıktıktan sonra Olcan Adın sol taraftan iyi geldi, Sneijder onu iyi kaçırdı, etki yarattı. Bek katkısını sorguladığımız takımın son haftalarda iyi katkı aldığını görüyoruz.
Keşke daha erken bitirebilseydik, ilk yarıda bu baskıyı kursaydık ama olmadı, Konyaspor müthiş bir performans göstererek, topu ayakta tutup, kısa paslarla Galatasaray orta sahasının tüm hatalarını iyi değerlendirdi, akıllı ve hızlı çıktı ama bitiremedi. İkinci yarıda ise baskıya direnç gösteremediler, hızlı çıktıklarında da Galatasaray geriye iyi koştu, bu anlamda da Semih Kaya'ya bir artı, onun yarattığı bir fark bu. Neden mevcut stoperler arasında en iyi olduğunu gösteren bir örnek daha.
Mersin İdman Yurdu maçı da zor olacak, en zor maç. O maçı geçersek Gençlerbirliği maçı için de aynısını yazacağım, Beşiktaş maçı için de, son haftaya kalırsa Rizespor deplasmanı için de..