Basın toplantısı 52 dakika sürdü, içeriği ise koca bir boşluk. Tamamen top çevrildi, tribünlere oynandı, yuvarlak yanıtlar izledik. Sorulan soruya cevap basittir, evet ya da hayır. Her soruya öyle cevaplar geldi ki kimse bu basın toplantısından bir şey anlamadı.
Anladığım şeyleri yazayım. Fatih Terim isminden korktukları ortaya çıktı, şu ortamda hocaya gitseler dahi geleceğini sanmıyorum. Yeni teknik adamı kendilerinin seçeceğini ve dün akşam itibariyle çalışmalara başladıklarını söyledi. Onun da ucu açık gerçi, 20 Ocak'a kadar da bekleyebiliriz. Yeni gelen isim yabancı olacaktır, şu ortamda çok büyük bir kumar.
Çok enteresan olay, belki de seçilemeyecek ama seçileceğinden öyle emin ki. Şimdi yeni teknik adamla bağlayıcı bir sözleşme yapacaklar, yeni gelecek x başkan belki de istemeyecek, başka planları olacak. Ama takımı kamp ve transfer döneminde boş da bırakamazsınız, sezon sonu şampiyon olmaktan söz ederken. Fatih Terim en çıkar yoldu oysa, olmadı şu ortamı kaldırabilecek, süreci ilerletecek geçici bir yerli teknik adam. Plan yok, program yok, yine doğaçlama hareket ediyoruz.
Bu soruya cevap verdi gibi görünse de ucunu açık bıraktı. Niye kongreye gidiyoruz, bu sürece nasıl geldik, bundan sonra ne olacak gibi soruların yanıtı yok. Zarar edilmemesi gereken bir süreç içindeyiz, Mayıs 2018'in önemi buradan geliyor. Biraz da tehdit dolu bir basın toplantısıydı, gelirseniz enkaz bu, şöyle olur, ufukta bunlar var gibisinden. 10 gün var, bakalım muhalefet bir aday çıkaracak mı.
Hiç sevmiyorum bu süreçleri, şu an Fatih Terim'in imza törenini izliyor olmalıydık. Ancelotti'yi dahi getirsen şu ortama kumar, ligin ve takımın dengelerini bilmek, hakim olmak mühim çünkü. Transfer dönemi de dilediğin gibi at koşturamayacaksın, imkanlar az çok bu, daha takımı tanıma süreci var ama ortada hoca yok. Tek tek hocaları konuşmayacağım, adı geçen isimleri gece kısa kısa yazarız. Şimdiden söyleyeyim, Bielsa gibi hayaller kuranın aklını gerçekten merak ediyorum..